MANKURTİZM NEDİR?
İnsan beyninin ürettiği ve daha sonraları “Toplum Mühendisleri ile Düşünce Kuruluşları” tarafından ideolojiye dönüştürülmüş “izm” ekiyle bilimsellik kazandırılmıştır. Kırgızistanlı siyasetçi, gazeteci, edebiyatçı, diplomat, yazar Cengiz Aytmatov “Gün Olur Asra Bedel” romanıyla “Mankurt Sosyoloji Kavramını” Dünya edebiyat literatürüne kazandırmıştır. Aytmatov; Toplumsal kültürel yozlaşmayı kapsayan, kimlik kaybına uğramış bireylerin köleliğe razı olmasını sembolize eden mankurt tarifinde geçmişini unutmuş, bedeniyle ve ruhuyla karşı tarafın emrine girmiş, yeni efendisine yaranmak için kendi değerlerine, ailesine ihanet edenlerin ortak addır. Robotlaştırılmış, duygusuzlaştırılmış, beyni yıkanmış, verilen emirleri hiç düşünmeden uygulayanlar mankurt olmaktan kurtulamazlar. Yol ayrımını gören kişiler, kurumlar ve kuruluşlar ya mankurt köleliğini veya onurlu yaşam sürmenin hazzını tadacaktır.
TARİKATLAR
Gerçek tasavvuf anlayışında “En büyük keramet istikâmettir.” İstikâmetin açılımı ise Kur’an’ı Kerim’e, Peygâmber’in söz ve davranışlarına, İslâm Bilginlerinin ortak kararları, İslam Hukukçularının verdiği fetvalara, İslâm’a uygunluğu kanıtlanmış örf, adet ve geleneklere “dosdoğru yol” denmiştir. Misyonerlerin ilgi alanına giren dergahlar, liderliğin kazandırdığı etkin gücün şehveti istismarcılara kapı aralamış, İslâm’i kavramların içi boşaltılarak çarpıtılmış, müntesipler hikayelerle, kerametlerle ve sübliminal korkularla adeta mankurtlaştırılmıştır. Aklın devre dışı bırakıldığı, iradenin kiraya verildiği, itaat ibadetinin sulandırıldığı, kişiye kulluk edildiği ortamlar mankurt atölyesidir. Halbuki, insanlığın örnek rol modeli Hz. Muhammed (S.A.V) “Allah’a isyan edilen yerde kul’a itaat yoktur.” sözü göz ardı edilmiştir. Tarikat Parolası; “Gassalın elindeki meyyit gibi olacaksın ve istisnasız her şeye boyun eğeceksin.”
SİYASİ PARTİLER
Demokrasinin vazgeçilmez unsurları olarak bilinen siyasi partiler, yukarıdan aşağıya doğru genelde lider sultasına dayalı, sorgulanamayan oligarşik bir yapıya sahiptir. Her kademe taraftardan, üyeden ve yöneticiden tam teslimiyet ile itaat istenir. Üyenin düşünmesine, düşündüğünü ifade etmesine izin verilmez, emredilen bir işin, robot gibi yapılması istenir. Algı, telkin ve sübliminal mesajlarla siyasi parti adeta mankurt deposuna dönüşür. İtiraz edenler, eleştirenler, sorgulayanlar partiden dışlanır, geçimsiz, inat, dönek, hain, satılmış ve buna benzer yaftalarla suçlanır. Yapılan örgüt yoklaması, anketler ve istişareler göz boyamaktan öteye geçmez. Sosyolog İbn’i Haldun toplantılarda “gerekçeli itirazcı” bulundurmalı, Hüccetül İslâm İmam Gazali ise bilgisiz, korkak, tembel, cimri, hırslı ile istişare yapılmamalı demiştir. Siyasi Parti Parolası; “Parti disiplinini asla bozmayacaksın, reel politik çalışmalarına tam uyacaksın.”
MANKURT ÖYKÜSÜ
Juan Juanlar tarafından esir aldıkları kırgızların kafasını kazıdıktan sonra, yeni yüzülmüş deve derisini esirin kafasına geçirip ellerini kollarını bağlayarak kızgın güneşte bekletilirdi. Bu deri esirin kafasını sımsıkı kavrar, büyümeye başlayan saçlar deriden geri dönerek birer iğne gibi kafaya saplanırdı. Kurbanların çoğu bu acıya dayanamayıp ölür, sağ kalanlar ise hafızalarını kaybederek geçmişlerini hatırlamayan birer mankurt olurlardı. Mankurtlar, efendilerinden aldıkları emirleri tereddütsüz yerine getirirlerdi. Hafıza kaybı olduğundan bir mankurtun, ailesini, yakınlarından birini, kendi milletine ait insanları tanıması mümkün olmazdı. İbret almak ve ders çıkarmak adına diyoruz ki, “senin adına ben düşünürüm” mantığına hayır denmediği sürece başkalarının kölesi olmaya mahkumsun demektir.
MANKAFA
Beynini kiraya vermiş, anlayışsız, beyinsiz, ahmaklaşmış kişilere mankurttan esinlenerek argoda “mankafa” lakabı takılmıştır. Mankurtlaşan insanlar eleştirme, sorgulama, tepki verme, itiraz etme yeteneğini kaybetmiştir. Mankurt kim olduğunu, anasını, babasını, çocukluğunu bilmez, İnsan olduğunun farkında dahi değildir. Mankurt bilincini ve benliğini kaybettiği için efendisine büyük avantaj sağlar, ağzı var dili yok, itaatli bir hayvandan farksızdır, kaçmayı da hiç düşünmez, bu yüzden hiç tehlike arz etmeyen köledir, sahibi için en büyük tehlike, kölenin başkaldırması veya kaçmasıdır. Mankurt isyanı ve itaatsizliği düşünmeyen tek varlıktır, efendisine köpek gibi sadıktır, asla onun sözünden çıkmayan, başkalarını dinlemeyen, midesi ve uçkurunu düşünmekten başka bir şeye aklı ermeyen eyyamcı bir kukladır. Mankurt veya mankafa varlıklar, her çeşit iş kolunda aparat olarak kullanılmaya uygun, insan görünümlü robotlardır.
