Loading...
tr usd
USD
0.21%
Amerikan Doları
41,57 TRY
tr euro
EURO
0.10%
Euro
48,55 TRY
tr chf
CHF
0.15%
İsviçre Frangı
51,97 TRY
tr jpy
JPY
0%
Japon Yeni
0,00 TRY
tr rub
RUB
0.69%
Rus Rublesi
0,50 TRY
tr cny
CNY
0.19%
Çin Yuanı
5,82 TRY
tr gbp
GBP
0.10%
İngiliz Sterlini
55,54 TRY
tr eur-usd
EURO/USD
0.03%
Euro Amerikan Doları
1,17 TRY
bist-100
BIST
-1.04%
Bist 100
11.258,72 TRY
gau
GR. ALTIN
0.23%
Gram Altın
5.012,06 TRY
tr btc
BTC
2.22%
Bitcoin
4.407.140,66 TRY
tr eth
ETH
4.42%
Ethereum
149.620,75 TRY
tr bch
BCH
2.17%
Bitcoin Cash
21.189,46 TRY
tr xrp
XRP
2.46%
Ripple
98,61 TRY
tr ltc
LTC
8.01%
Litecoin
4.590,33 TRY
tr bnb
BNB
0.22%
Binance Coin
42.216,27 TRY
tr sol
SOL
3.99%
Solana
6.918,04 TRY
tr avax
AVAX
2.29%
Avalanche
747,72 TRY
Erdal Tüksoy
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Gastronomi
  4. Son yıllarda Türk mutfağında bir şeyler eksik…

Son yıllarda Türk mutfağında bir şeyler eksik…

featured
Son yıllarda Türk mutfağında bir şeyler eksik…
Çark dönerken, dışarıda kalan binlerce ustanın sesini duymadan, bu mutfağın geleceğini kurabilir miyiz?

Lezzet değil.

Malzeme değil.

Tencere değil.

Ocak değil.

*

Ses eksik.

*

Aynı isimler, aynı yüzler, aynı tabaklar…

15 yıldır 5-10 kişi arasında dönen bir çarkın içindeyiz.

Emeğe saygımız var elbet. Ama bu çark dönerken, dışarıda kalan binlerce ustanın sesini duymadan, bu mutfağın geleceğini kurabilir miyiz?

Bugün Türkiye’nin dört bir yanında, sabah ezanıyla ocağını yakan, tandırına kürek atan, yufkasını elle açan nice usta, nice kadın, nice genç, sistemin dışında kalıyor. Çünkü ekranlarda, festivallerde, yurtdışında tanıtımlarda hep aynı isimler…

Ve bu, fark edilmesi gereken bir kültürel daralmadır.

Ben mutfağa sadece yemek pişirme yeri olarak bakmam.

Benim için mutfak, bir toplumun arşividir.

Orada bayramlar vardır, yaslar, düğünler, doğumlar…

Bir helva, bazen bir veda mektubudur.

Bir tirit, bazen bir davettir.

Bir tabak kuru fasulye, dedenin hikâyesidir.

O yüzden diyorum ki:

Bu mutfağın sesi sadece şehirlerden, sadece şef ceketlerinden, sadece sosyal medya hesaplarından gelmemeli.

Köylerden, taşralardan, soba başından, yer sofrasından da yükselmeli.

İtalya bir pizzayı çizgi filmle dünyaya sattı.

Japonya ramenini animeyle, belgeselle, Netflix dizileriyle anlatıyor.

Türkiye ne yapıyor?

Biz hâlâ kendi kendimize anlatıyoruz.

Mantıyı sadece yoğurtlu hamur diye, lahmacunu sadece kıymalı pide diye açıklayarak, yemeği değil içini boşaltıyoruz.

Oysa biz bu topraklarda yemeği bir ritüel gibi yaşayan insanlardık.

Benim derdim kimseyle değil.

Benim derdim susturulmuş ustalarla, adını duymadığımız annelerle, adı geçmeyen emektarlarla.

Çünkü Anadolu bin yıllık bir sofradır.

Ve o sofrada yalnız 5-10 kişi oturamaz.

Orası 85 milyonun, 81 ilin, binlerce köyün, yüzlerce dilin, kokunun, tekniğin yeridir.

Bugün bu yazıyla çağrı yapıyorum:

Yeni sesler çıksın.

Unutulmuş tarifler, taşradan genç ustalar, tabaklara hikâye katacak kadınlar gelsin.

Bir tabakta sadece yemek değil, geçmiş de, coğrafya da, duygu da sunulsun.

Ben “Erdal Lingo” olarak sadece yemek pişirmeye değil, bu mutfağın sesini yükseltmeye geldim.

Ama bu sesi yalnız çıkaramam.

Bir kişiyle değil, bin kişiyle olur bu.

Gel, bu mutfağı birlikte büyütelim.

Sadece doymak için değil, yaşamak için yemek yiyelim.

Ve artık sadece tenceremizi değil, hikâyemizi de kaynatalım.

Son yıllarda Türk mutfağında bir şeyler eksik…
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

H24 Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin
KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.