1. Haberler
  2. Genel
  3. EMEVİ CAMİİ’NDE NAMAZ KILMAK

EMEVİ CAMİİ’NDE NAMAZ KILMAK

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala


Türkiye’nin terör listesinde yer alan Heyet Tahrir el Şam’ın (HTŞ) Şam’da hakimiyet kurmasının akabinde MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın ABD’nin başına para ödülü koyduğu HTŞ lideri Muhammed Colani ile birlikte Emevi Camiinde namaz kılması sembolik bir öneme sahip.
Bir fetihten sonra kılınan şükür namazı olarak nitelendirilebilir. Selahaddin Eyyubi ile Yavuz Sultan Selim de Şam’ı fethettikten sonra ilk Cuma namazını Emevi Camiinde kılmışlardı.
İktidar, iç kamuoyuna “bu zaferin mimarı biziz” mesajını verirken uluslararası topluma da “zor günlerinde Suriyeli kardeşlerimizin yanındayız” diyerek Suriye’nin kaderinde belirleyici güç olduğu vurguluyor.
İstihbarat başkanlarının faaliyetlerinin kamuoyuna böylesine deşifre edilmesi olağan değildir.
İktidar medyası, şenlik havasında zafer kutlaması yaparken, İsrail’in Şam’ın 20 km yakınına gelmesini görmezden geliyor, ilgilenmiyor.
Diktatörlerin devrildiğine tanıklık etmek heyecan verici olsa da dış dinamiklerin başat rol alması insanı düşündürüyor.
54 yıllık zulüm iktidarının nasıl 11 gün gibi kısa bir sürede çökertildiği, kimlerin çıkar birlikteliği içinde olduğu, muhalif grupların üstünlük mücadelesinin nasıl sonuçlanacağı ve kurulacak siyasal sistemin hangi dinamikler üzerinde inşa edileceği meçhul.
Rojava’nın geleceğinin nasıl şekilleneceği, rejim yanlısı Şiileri nasıl bir geleceğin beklediği, cevap bekleyen sorular arasında.
Alevilerin yaşadığı bölgelerde, özellikle Esad ailesinin şehri Lazkiye’de tedirginlik, korku ve belirsizlik had safhada. Savaşın sürdüğü yıllarda selefi gruplar tarafından Alevilere yönelik toplu infazlar yaşanmıştı. Şimdi bu yapılar ülkenin hâkimi. Bazı grupların Alevi köylerine girerek evlere el koydukları bilgisi medyada yer aldı. Bu tarz eylemleri önlemek adına bazı tedbirlerin aldığı duyuruldu.
Suriye’nin geleceğinin şekillenmesinde Kürtlerin üstleneceği rol ne olacak veya Kürtleri nasıl bir gelecek bekliyor, belli değil.
Colani’nin federatif yapıya karşı olduğunu açıklaması, kendi düşüncesinden çok kendilerini destekleyen bir ülkenin görüşü gibi.
Türkiye, ana omurgasını YPG’nin oluşturduğu SDG’yi PKK’nın uzantısı olarak görüyor ve Kürt Özerk Bölgesinin yeni Suriye’de bir statü kazanmasını engellemeye çalışıyor. Irak’taki gibi bir yapının oluşmasını istemiyor.
ABD’den yapılan resmi açıklamalarda, SDG’nin varlığının devam etmesinin terör örgütü IŞİD’in ya da başka radikal grupların geri dönüşünü engellemek için gerekli olduğu belirtiliyor. Ayrıca Suriye, yıllarca süren vahşi bir iç savaşın ardından rejimin çöküşünü yeni atlatmışken, durumu daha da istikrarsızlaştıracak hiçbir eylem görmek istemediklerini dile getirdiler.
ABD’nin sık sık YPG’yi IŞİD’le mücadele kapsamında desteklediğini açıklaması, aslında her an partner değiştirebilirim mesajını da içeriyor.
Türkiye, şu an SDG’yi tasfiye etmek için askeri bir operasyon için fırsat yakaladığını düşünüyor. Bu kapsamda ABD ile görüşmelerin yapıldığı biliniyor. SMO ile SDG arasındaki ateşkes anlaşmasının bir hafta uzatılmasının ABD tarafından açıklaması da bunu doğrular niteliktedir.
Bu karmaşık denklemde Kürtlerin iç ve dış dinamikleri yönetme becerileri geleceklerinde belirleyici rol oynayacak.
Başkaca birçok belirsizliğin yanı sıra, İsrail dışında bu sürecin kazananı belli değil ancak kaybedenler belli; Esad, Hizbullah, İran ve Rusya.
İsrail terörle mücadele bahanesiyle Golan Tepelerinin tamamı ile Kuneytra yöresindeki bazı köyleri ele geçirirken rejime ait tüm silah depolarını da imha etti. Suriye’yi silahsızlandırdı. Tevrat’ta işaret edilen “Yahudi halkına Rab tarafından vadedilen tarihi yurdun bir parçası olduğu” rivayeti dayanak yapılarak bu bölge ilhak edildi. İsrail yönetimi kendilerini, vahiy misyonunu yerine getirmekle yükümlü hissediyor.
Gazze’yi yeryüzünden silmeyi, Lübnan’ı, Hizbullah’ı etkisiz hale getirmeyi zafer addediyorlar.
İsrail, başkent Şam’a 20 km yaklaştı. Ve henüz nerede duracağı belli değil. İsrail’i durduracak bir güç de yok. Colani İsrail’e karşı savaşmayacaklarını belirtti sanki savacak güçleri varmış gibi.
HTŞ lideri Colani, tüm dünyaya hitap ettiği demecini Emevi Camiinde verdi. Bu siyasi ve sembolik bir hamleydi. Önemli bir mesaj verdi; “Bu benim zaferim değil, Ümmetin zaferidir” dedi. Colani’nin ümmet kavramının, Suriye’de yaşayan Hıristiyanları, Yezidileri, Dürzilerı ve hatta Şiileri kapsadığını sanmıyorum.
Emevi Camii’nin özel olarak seçildiği anlaşılıyor.
Emevi Camii İslam dünyası açısından oldukça büyük bir öneme sahip. Şam Ulu Camii olarak da biliniyor. Miladi 715 yılında açılmıştır. Dünyanın en eski camilerinden biri olarak bilinir. Aynı zamanda dünyanın en büyük camilerindendir. İslam dünyasının dördüncü haremi olarak kabul edilir. Kardeşi olarak nitelendirilen Diyarbakır Ulu Cami de beşinci harem olarak kabul görür.
Cami; dört mihraplıdır. Ortadaki ana mihrap Şafii Mihrabı olarak bilinir. Sağdaki mihrap sahabe mihrabı ismiyle tanınan Maliki Mihrabıdır. Hanefi ve Hanbeli mihrapları da ana mihrabın solundadır. Her mezhep mensubunun kendi mihrabı arkasında namaz kıldığı rivayet edilir.
İkici halife Hz. Ömer zamanında Ebu Ubeyde bin Cerrah komutasında Müslümanlar; Biladu’ş-şam ismi verilen bugünkü Suriye, Filistin, Lübnan ve Ürdün devletlerini kapsayan coğrafyayı, Bizans’ı mağlup ederek fethetmişlerdi. Bu toprakların merkezinde bulunan Dımeşk-şimdiki adıyla Şam- şehrine giren Ebu Ubeyde bin Cerrah, şehir merkezinde antik zamanlarda kalma bir kilisenin (Vaftizci Yahya Kilisesi) bir bölümünde bir cami yapmak için Hıristiyanlarla anlaştı. Kassam Tugayları’nın komutanı Ebu Ubeyde isminin esin kaynağı bu Ebu Ubeyde’dir.
Geçici bir süre, Aziz Vaftizci Yahya kilisesinin ortasına bir duvar örülerek Hıristiyanlar ve Müslümanlar burayı ortak ibadet mekânı olarak kullandılar.
Suriye topraklarının fethinin ardından, önce Yezit bin Ebu Süfyan, ardından da kardeşi Muaviye bin Ebu Süfyan Şam valisi oldu.
Muaviye, camiyi büyütmek için caminin yanında bulunan ve Hıristiyanların özel önem atfettikleri Yuhanna Kilisesini camiye katmak istedi. Hıristiyanlar buna razı olmayınca Muaviye bu düşüncesinden vazgeçti. Muaviye, bu mekânda minbere çıkarak, halka Sıffin’de Hz. Ali ile yapılacak savaş için çağrıda bulunmuştu.
İlerleyen dönemde Emevi halifesi Abdülmelik bin Mervan da Hıristiyanlara aynı talebi iletti ve Yuhanna Kilisesi karşılığında bir servet önerdi. Hıristiyanlar bu talebi de reddettiler. Abdülmelik bin Mervan’ın yerine gelen oğlu Velid bin Abdülmelik ise Hıristiyanlara karşı düşmanca bir tutum sergileyerek Yuhanna Kilisesinin bir duvarını yıktırarak camiye kattı. Böylece hem cami büyümüş oldu hem de Zekeriya ve Yahya peygamberlerin kabirleri de cami içine katılmış oldu.
Velid bin Abdülmelik’in ardından halife olan Ömer bin Abdülaziz adaleti ile tanınan bir yöneticiydi. Hıristiyanlar Ömer bin Abdülaziz’e müracaat ederek kilisenin kendilerine iade edilmesini talep ettiler. Ömer bin Abdülaziz, Hristiyanları haklı bularak Yuhanna Kilisesinin Hıristiyanlara geri verilmesini emretti. Bu karar Müslüman ahali ve bir kısım ulema arasında ciddi bir hoşnutsuzluğa neden oldu. Bunun üzerine Müslümanların ileri gelenleri Hıristiyanlara giderek Yuhanna Kilisesine karşılık Müslümanların elinde bulunan Guta’daki kiliselerin tamamını vermeyi önerdiler. Hıristiyanlar bu teklifi kabul ettiler. Bu durum halifeye bildirilince o da anlaşmayı onayladı.
Emevi Camii’nin kaderinin Orta Doğu’nun kaderiyle aynı olduğu kabul edilir.
Şarkın en sevgili sultanı Selahaddin Eyyubi’nin türbesi, İbrahim Kalın’ın namaz kıldığı Emevi Camii’nin yanındadır. 1920’de Suriye’yi işgal eden muzaffer Fransız komutanı General Henri Gouraud, gelerek Selahaddin’in sandukasını tekmelemiş ve “uyan ey Selahaddin, biz geri döndük” demiştir. Ne var ki, bu topraklar onlara da kalmamıştır. Bugün “Suriye’yi fethettik” diyenlere de kalmayacaktır.
Yeni Suriye’nin inşasında Türkiye’nin de görüşleri alınarak ABD ve İsrail’in belirleyici olacağı anlaşılmaktadır.
Suriye halkının tüm renkleriyle, çeşitliliğiyle barış içinde yaşayabileceği kapsayıcı demokratik bir Suriye’nin inşasının yolları aranmalıdır. Aksi durumda anlaşmazlıklar çatışmaya dönüşebilir, bu da Suriye’nin bölünmesine yol açabilir.

EMEVİ CAMİİ’NDE NAMAZ KILMAK
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

H24 Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin