1. Haberler
  2. Genel
  3. Olan’dan, 2. yılında Deprem Açıklaması

Olan’dan, 2. yılında Deprem Açıklaması

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Değerli basın mensupları,
Bugün 6 Şubat felaketinin yaşandığı ve binlerce yurttaşımızı yitirdiğimiz depremin 2. yılı. 11 ili etkileyen deprem Türkiye’nin doğal afetler karşısında ne kadar hazırlıksız olduğunu acı bir tablo ile bizlere gösterdi. Maalesef afette olduğu gibi bu felaket karşısında da iktidar hiçbir sorumluluk üstlenmedi, üstlenmemiştir. Bu sorumsuzluk halidir ki bugün her doğal afet olayı ülke açısından bir trajediye, bir felakete dönüşmesine neden oluyor. Depremler önlenemez fakat kader de değildir. Kader olmadığı gibi önlem alınarak etkileri en aza indirilebilir. İktidar işi kadere bağlayarak sorumluluktan kurtulmaya çalışmıştır. Kaldı ki bugün birçok bilim insanı ve meslek örgütleri depremin etkilerini minimize edecek yol ve yöntemler konusunda yüzlerce çalışma yapmıştır. Dünya depremle mücadeleyi bambaşka boyutlara taşımışken burada siyasi saikler sermaye kaygısı ve oy devşirme mantığı ile imar barışları adı altında insanların adeta tabutlarda yaşamasının zemini oluşturulmuştur. Felaketler karşısında sorumluluk hissetmeyen bir iktidarın böylesi bir felaket karşısında önlem alması da beklenemez elbette. Bugün yasalar ve yönetmeliklerle düzenlenen depremle mücadele sadece deprem sonrası yapılacak çalışmalardan ibarettir. Oysa deprem olmadan önlemlerin alınması ve bu felaketlerin bizlere ders olması gerekmektedir.
Diğer yandan Maraş merkezli deprem sonrası iktidarın ölüm sayılarını gizleme çabası, Kızılay’ın deprem mağdurlarına yönelik çadır temin etmesi gerekirken bunları satması, barınmak için zamanında konteynırların getirilememesi, yardım malzemelerine yönelik yağmalar ve daha birçok sorun sadece depreme değil, deprem sonrasına da ne kadar hazırlıksız bir ülke olunduğumuzu gösterdi. İktidarın; farklı sivil toplum örgütlerinin, kurum ve kuruluşlarının yine meslek örgütlerinin yapmış oldukları yardımları da kendi kontrollerine almak istemeleri böylesi bir felaket karşısında bile siyasi bir rant devşirme çabasına girmesi kamuoyunun hafızasındaki yerini de korumaktadır. Bu tablo karşısında utanması gereken sorumlu bakanlar ise Erdoğan’ın basın açıklamasında en önde poz verme kavgası mücadelesine girdiler. Aslında 6 Şubat enkazlar altında insanlar, enkazın üstünde ise AKP iktidarı ve kamu vicdanı öldü. Aradan 2 yıl geçmesine rağmen depremler karşısında hala en ufak bir önlem alınmamış, iktidar yine aynı sorumsuzluk hali ile ülke yönetmeye devam etmektedir. Depremzedelere yönelik ihtiyaç duyulan konutların büyük bir kısmı halen bitirilmemiştir, bitirilenler ise yarım yamalak teslim edilmiştir. Bu vesileyle bugün 2.yılı olan 6 Şubat depreminde ve diğer felaketlerde yaşamını yitiren binlerce insanımıza Allah’tan rahmet yakınlarına ve sevenlerine sabır ve metanet diliyorum.
AKP iktidarının güvenlikçi politikaları maalesef Kürt illerinde yaşam alanlarını tamamen daraltılmasına ve yok edilmesine neden olmuştur. Bir kuşun dahi özgürce kanat çırpmasının suç sayıldığı illerimiz güvenlik noktası sayısı ile adeta açık cezaevinden farksız bir durumda değildir. Hali hazırda vekili bulunduğum Bitlis ilinde bırakın şehirlerarasını 2 ilçe arasında dahi halk, en az 4 ayrı güvenlik noktasından geçmek zorunda bırakılmaktadır. Güvenlik kavramını, illerimizde halkın güvenliğinden çok iktidar bir baskı aracı olarak kullanmakta ve km’lerce uzanan kuyruklarda saatlerce bekletilen yolcular ve araç sürücüleri sindirilmek istenmekte ve adeta Kürt illerinde doğduklarına, yaşadıklarına ve seyahat ettikleri için cezalandırılmak istenmektedirler. Bunun son örneği ise bizzat tanığı olduğum Bitlis-Siirt yolu üzerinde bulunan Tanrıyar (Riclek) Jandarma Karakolu mevkiinde yapılan sözde rutin ama hiçbir zaman rutin kalmayan yol kontrolünde net bir şekilde görülmüştür. Km’lerce uzayan araç kuyruğu topluma işkence ve zulüm dışında bir amaç içermemektedir. Bizlere yol kontrolü yapma emrini dahi gösteremeyen kolluk güçleri keyfi bir uygulama olduğunu da bir nevi kabul etmiştir. Kontrol etme yetkisi tamamen o noktada yetkili olan rütbelinin insafına bırakılmıştır. Uygulama sınır tanımamaktadır. Orada hiçbir yasa, hukuk ve kural yoktur. Karar veren tek yetkili o karakolun rütbelisidir. İstese rutin kontrol dediği uygulamayı saatlerce sürdürebilmektedir. İnsanların hasta olması, yaşlı olması, çocuk olması ve işine geç kalması çoğu zaman umurunda olmayabiliyor. Bu sözüm ona güvenlik amaçlı yol kontrolleri ile toplumun seyahat hakkı engellenmekte, kanunlar ve yasalar yok sayılmakta, Bölge ekonomisi ve toplum sağlığı açısından sorunlara neden olmaktadır.
Bugün Kürt illerinde yaşanan sorunların ekonomik ve sosyal kaynağı devletin bölge üzerinde yaptığı uygulamalar ve aldığı güvenlikçi politikalardır. OHAL mantığının Kürt illerinde kalıcı uygulama hali toplumu, özellikle hastası ve acil işi olan insanları artık canından bezdirmiş duruma getirmiştir. Ülkenin bir tarafında havayollarında tonlarca uyuşturucu taşınırken, limanlar mafya ve uyuşturucu çetelerine teslim edilmişken, kırmızı bültenle aranan suçlular büyük metropollerde lüks ve şatafat içinde hayat sürerken, toplum güvenliği belki de cumhuriyet tarihinde olmadığı kadar ortadan kalkmışken, Kürt illerinde “güvenlik” adı altında yapılan bu yol kontrolleri sadece ve sadece iktidarın sömürgeci anlayışının sahaya yansımasıdır. Avrupa birliği üyesi 27 ülkenin bir ucundan bir ucuna hiçbir askeri ya da polis kontrolü olmadan özgürce seyahat edebilmeyi mümkün kılan şey demokratik işleyişin var olduğunun göstergesidir.
Bizlerin demokraside, barışta, özgürlükte ısrar etmemizin nedenlerinden biri de budur. Bir yandan bu günlerde barışı konuşurken diğer yandan özel savaş politikalarının sürdürülmesindeki ısrar iktidar açısından içinde bulunduğu derin çelişkinin yansımasıdır. Artık Kürt halkı kayyımların, savaşın, ölümün ve güvenlikçi politikaların değil, barışın, demokrasinin, eşit yurttaşlığın ekonominin, sosyal refahın konuşulduğu bir gelecek ve sağlandığı bir coğrafya da yaşamak istiyor ve bu onun öncelikli talebidir.

Olan’dan, 2. yılında Deprem Açıklaması
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

H24 Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin