Loading...
tr usd
USD
0.21%
Amerikan Doları
41,57 TRY
tr euro
EURO
0.10%
Euro
48,55 TRY
tr chf
CHF
0.15%
İsviçre Frangı
51,97 TRY
tr jpy
JPY
0%
Japon Yeni
0,00 TRY
tr rub
RUB
0.69%
Rus Rublesi
0,50 TRY
tr cny
CNY
0.19%
Çin Yuanı
5,82 TRY
tr gbp
GBP
0.10%
İngiliz Sterlini
55,54 TRY
tr eur-usd
EURO/USD
0.03%
Euro Amerikan Doları
1,17 TRY
bist-100
BIST
-1.04%
Bist 100
11.258,72 TRY
gau
GR. ALTIN
0.23%
Gram Altın
5.012,06 TRY
tr btc
BTC
-1.39%
Bitcoin
4.584.810,67 TRY
tr eth
ETH
-2.15%
Ethereum
163.816,23 TRY
tr bch
BCH
1.14%
Bitcoin Cash
20.365,37 TRY
tr xrp
XRP
-2.38%
Ripple
102,56 TRY
tr ltc
LTC
0.43%
Litecoin
3.970,83 TRY
tr bnb
BNB
-3.16%
Binance Coin
44.813,40 TRY
tr sol
SOL
-0.72%
Solana
7.922,30 TRY
tr avax
AVAX
-2.97%
Avalanche
830,29 TRY
  1. Haberler
  2. Genel
  3. Emeğin Bedeli

Emeğin Bedeli

featured

Editörün Notu

Bu yazı, Türkiye’de hizmet sektöründe emeğin, samimiyetin ve vicdanın nasıl sistemin içine sıkıştırıldığını sorgulayan bir yazı dizisinin ilk bölümüdür.
Her gün binlerce insanın oturduğu masalarda, yalnızca yemek değil, bir adalet duygusu da servis ediliyor.
Ama o adalet, çoğu zaman hesaba yansımıyor.
Erdal Türksoy, bu kez mutfağın değil, masanın iki tarafını da anlatıyor:
hem emeği verenin, hem emeğin değerini ödeyenin hikâyesini.

SERVİS BEDELİ: VİCDANIN FİŞİ

Artık Türkiye’de nereye gitseniz, menülerin, QR kodların altına aynı cümle gizlenmiş:
“%10 servis ücreti alınmaktadır.”

Bir satır.
Küçücük bir yazı.
Ama arkasında koca bir çarpıklık yatıyor.

Eskiden bahşiş vardı, adı “teşekkür”dü.
Beğendiysen gönlünden kopar, garsona verirdin.
Bir sıcaklık olurdu o an.
Bir tebessümle karşılanır, iki taraf da memnun ayrılırdı.
Yani “hizmet” sadece tabakla değil, kalple verilirdi.

Şimdi o gönül işi, bir sistem kalemine dönüşmüş durumda.
Artık o para otomatik ekleniyor.
Ama sorun şu:
O paranın nereye gittiğini kimse tam olarak bilmiyor.

Garson sanıyor ki o %10 onun hakkı,
müşteri sanıyor ki o para garsona gidiyor,
patron ise çoğu zaman “sistemin parçası” diyerek cebine koyuyor.
Sonuç?
Ne müşteri memnun,
ne garson mutlu,
ne de hizmet yerinde.

Bir müşteri gözüyle düşünün…
Zaten dışarıda yemek yemek bir lüks haline gelmiş.
Bir masa açtırıyorsun, bir tabak söylüyorsun,
hesabın altına bir de zorunlu bahşiş çıkıyor.
Yemeğin tadı kalıyor mu o anda?
Kalmaz.
Çünkü teşekkürün mecburiyeti olmaz.

Bahşiş, memnuniyetin tercümesidir.
Eğer o memnuniyet yoksa,
ücreti dayatmanın anlamı da yoktur.

Ama garson da haksız değil.
O %10’un çoğu zaman mutfağa, bara, kasaya uğramadan kaybolduğunu biliyor.
Oysa o tabak tek elden çıkmaz.
Bir mutfak hazırlar, bir garson taşır, bir barmen suyu koyar,
ama kazanç tek cebe akar.
İşte bu, sistemin en sessiz ama en derin adaletsizliğidir.

Bu düzen böyle devam ederse,
yakında kimse “afiyet olsun” bile diyemeyecek samimiyetle.
Çünkü içten gelen hizmeti, dıştan gelen haksızlık öldürür.
Bir restoranda ruh ölürse, geriye sadece mekan kalır.

Belki de artık şu soruyu sormanın vakti geldi:
Gerçek “servis bedeli” kimin hakkı?
Emeğiyle geceyi sabaha katan garsonun mu,
mutfakta ter içinde çalışan ustanın mı,
yoksa kasada fiş kesip sistem kuran patronun mu?

Bu ülke, “emeğin bedelini” konuşmadan “servis bedeli”ni çözemez.
Çünkü mesele paradan çok daha derin:
Bu mesele, vicdanın fişidir.

Emeğin Bedeli
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

H24 Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin
KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.