Hoşap Kalesi: Kürt Mahmudi Beyliği’nden günümüze ulaşan tarih
Mahmudi Beyliği, Van’ın Gürpınar ilçesinde hüküm sürmüş önemli bir Kürt beyliğidir. Beyliğin merkezi, Gürpınar’da bulunan ve günümüze kadar büyük ölçüde sağlam kalmış Hoşap Kalesi’dir.
İşte Mahmudi Beyliği ve Hoşap Kalesi hakkında bazı önemli bilgiler:
Tarihsel Süreç: Mahmudi beylerinin kökeni hakkında farklı rivayetler olsa da, bölgede Karakoyunlu ve Akkoyunlu devletleri döneminde hakimiyet kurdukları bilinmektedir. Özellikle 17. yüzyılda en parlak dönemlerini yaşamışlardır. 1548 yılında Kanuni Sultan Süleyman’a bağlılıklarını bildirerek Osmanlı İmparatorluğu’na katılmışlar ve Osmanlı-İran ilişkilerinde önemli rol oynamışlardır. Beylik, 19. yüzyılın ortalarında Osmanlı’nın yeni idari düzenlemeleriyle Van Eyaleti’ne bağlı bir kaza haline gelmiş ve varlığı sona ermiştir.

Hoşap Kalesi ve Kürt Tarihi
Hoşap Kalesi, sadece bir yapıdan ibaret olmayıp, Van ve çevresindeki Kürt tarihinin en önemli sembollerinden biridir. Bu kale, 17. yüzyılda bölgede hüküm süren Mahmudi Beyliği’nin merkezi olarak, Kürt beyliklerinin siyasi, kültürel ve mimari gücünü gözler önüne serer.
Mahmudi Beyliği ve Siyasi Güçleri
Mahmudi Beyliği, Van’ın Gürpınar ilçesinde, özellikle Karakoyunlu ve Akkoyunlu dönemlerinden itibaren varlık göstermiştir. Bu beylik, Osmanlı İmparatorluğu’nun bölgeye gelişiyle birlikte stratejik bir önem kazanmıştır. Osmanlı’nın doğu sınırlarını İran’a karşı korumasında önemli rol oynayan Mahmudi beyleri, devlete bağlılıklarını bildirerek özerk bir yapıya sahip olmuşlardır.
Bu dönemde, Hoşap Kalesi’ni yeniden inşa ettiren Sarı Süleyman Bey, beyliğin en güçlü ve en tanınmış simalarından biridir. Kalenin mimarisi ve sağlamlığı, dönemin Kürt beyliklerinin hem siyasi statüsünü hem de askeri gücünü yansıtır.

Kültürel ve Mimari Miras
Hoşap Kalesi, Kürt mimarisinin ve sanatının nadide örneklerinden biridir. Kalenin giriş kapısındaki Farsça kitabe ve aslan kabartmaları, dönemin kültürel etkileşimlerini göstermesi açısından dikkat çekicidir. Kale içinde yer alan Mahmudi Sarayı, harem, selamlık ve mescit gibi yapılar, dönemin sosyal ve kültürel yaşamına dair önemli ipuçları sunar.
Bu yapı, Kürt beyliklerinin sadece savaşçı kimlikleriyle değil, aynı zamanda sanata, mimariye ve kültüre verdikleri değerle de öne çıktığının kanıtıdır. Hoşap Kalesi, Kürt beyliklerinin Osmanlı ve İran gibi büyük imparatorluklar arasında kendi kimliklerini nasıl koruduklarını ve bölgelerinde nasıl bir kültürel miras bıraktıklarını gösteren somut bir örnektir.
Hoşap Kalesi: Beyliğin en önemli sembolü olan kale, Van-Başkale yolu üzerinde, Güzelsu (eski adıyla Hoşap) mevkiinde sarp bir kayalık üzerine inşa edilmiştir. Kalenin en belirgin yapısı, 1643 yılında Mahmudi Beyi Sarı Süleyman Bey tarafından yeniden yaptırılan iç kaledir. Kalenin dış surları büyük ölçüde yıkılmış olsa da, iç kalede Mahmudi Sarayı kompleksi, haremlik, selamlık, seyir köşkü, mescit, zindan ve sarnıç gibi yapılar bugüne ulaşmıştır. Kalenin batıya bakan giriş kapısındaki Farsça kitabe ve aslan kabartmaları da dikkat çekici özelliklerindendir.
Mahmudi Beyliği, Hoşap Kalesi ile birlikte Van ve çevresindeki zengin kültürel ve tarihi mirası temsil eden önemli bir unsurdur. Kale, hem stratejik konumu hem de mimari yapısıyla bölge turizmi için de büyük önem taşımaktadır.

Van’ın Gürpınar ilçesine bağlı Hoşap (Kürtçe: Xoşab / Kela Xoşebê) beldesinde bulunan Hoşap Kalesi, bölgenin en dikkat çekici tarihi yapılarından biri olarak öne çıkıyor.
Van’a 60, Gürpınar ilçe merkezine ise 40 kilometre uzaklıkta yer alan kale, Hoşap Suyu’nun kuzeybatısındaki sarp bir kaya üzerine inşa edilmiştir.
Kalenin tarihi Urartu dönemine kadar uzanıyor. Ancak günümüzdeki hali, Osmanlı Devleti’ne bağlı bir Kürt beylik olan Mahmudi Beyliği tarafından 1643 yılında inşa ettirilmiştir.
İç kale girişindeki kitabede, yapının Mahmudi Beylerinden Sarı Süleyman Bey tarafından yaptırıldığı yazılıdır.
Kürt tarihinde önemli bir yere sahip olan Mahmudi Beyliği, Osmanlı döneminde bölgede yarı özerk bir idari güç olarak biliniyordu. Hoşap Kalesi, uzun yıllar bu beylik için hem idari merkez hem de askeri bir üs işlevi görmüştür.
Kale, iç ve dış kaleden oluşmaktadır. Dış surların büyük kısmı zamanla yıkılmış olsa da gözetleme kulesi, bazı burçlar ve yapılar günümüze kadar ulaşmıştır. İç kale ise dikkat çekici mimarisiyle öne çıkar.
Taç kapı üzerindeki aslan kabartmaları, orijinal demir kapısı ve kitabeleri, yapının tarihi değerini artırmaktadır.
Kale içinde Mahmudi Sarayı kompleksi, harem, selamlık, seyir köşkü, mescid, zindan, fırın ve sarnıç gibi yapılar bulunmaktadır. XIX. yüzyıl ortalarında terk edilen kale, büyük ölçüde sağlam kalmış haliyle bugün hem yerli halk hem de ziyaretçiler için önemli bir kültürel miras niteliğindedir.