İsmail Haniye Anısına
Bu hafta başka bir yazı hazırlamıştım. Ancak Haniye’nin beklenmedik şehadet haberi bu yazıyı yazmayı zorunlu kıldı. Bu kirli kötülük çağında insanlığın onur abidesi olan Haniye’nin çağdaşı olmak, en büyük şeref ve teselli kaynağımızdır. Onu ilk kez Başbakan iken tanıdık. Mücadele tarzı, vakur duruşu gönlümüzde taht kurdu. Ailemizin bir ferdi gibiydi. Çürümüş kokuşmuş İslam ümmetinin yükünü adeta tek başına sırtlamış gibiydi. Hiçbir İslamcı lider onun kadar bize yakın gelmedi. Bizden biriydi.
Ondan önceki Hamas liderleri de Siyonist Rejim tarafında şehit edilmişti.
Terör devleti İsrail, daha önce de 31 Temmuz 2001 günü, Hamas’ın Nablus’taki bürosuna bir Apaçi helikopteri ile hava saldırısı düzenledi. Saldırıda Hamas’ın iki lideri Cemal Mansur ile Cemal Selimi ve yanlarındaki altı Hamas mensubunu şehit etti. 23 Temmuz 2002 tarihinde İşgal ordusuna ait F16 savaş uçakları, Kassam Tugayları Komutanı Salih Şehade’nin evini hedef aldı. Salih Şehade’yle birlikte 8’i çocuk 18 kişi şehit oldu. 8 Mart 2003 tarihinde gene bir Apaçi helikopteri ile Hamas’ın fikir babası ve beyni kabul edilen Şeyh Mukadime’nin aracını hedef aldı. Saldırıda Şeyh ve araçta buluna üç kişiyle yolda geçmekte olan küçük bir kız çocuğu şehit oldu.
21 Ağustos 2003 günü, Hamas lideri İsmail Ebu Şenne’nin aracı hedef alındı, yanındaki üç kişiyle birlikte şehit oldu. 22 Mart 2004 tarihinde Sabra ve Şatilla kasabı Ariel Şaron’un emriyle felçli Şeyh Ahmet Yasin’i sabah namazı çıkışında askeri uçakla şehit edildi.
Şey Ahmet Yasin’in yerine “Filistin Aslanı” lakaplı Dr. Abdülaziz Er-Rantisi geçti. 17 Nisan 2004 tarihinde bir füze saldırısında şehit oldu. Rantisi’nin şehit edildiği gün, ajandama onun ait şu sözünü not etmiştim: “Alt tarafı ölüm bu. İster Apaçi helikopteri ile gelsin ister kalp durmasıyla. Hiçbir şey değişmez. Ben Apaçiyi tercih ederim.” Bir gün bu sözünü bir yazıda kullanacağım aklıma gelmezdi.
İşgal rejimi, 1 Ocak 2009 günü, uçaklarla Hamas lideri Şeyh Dr. Nizar Retyyan’ın evini bombalayarak şehit etti. Dört gün sonra, 5 Ocak 2009 tarihinde İçişleri bakanı Said Siya ve kardeşi, eşi, oğlu ve yeğenini şehit etti. 14 Kasım 2012’de Hamas’ın askeri kanadı İzeddin El- Kassam Tugayları’nın genelkurmay başkanı Ahmet El-Caberi’yi suikast düzenleyerek şehit etti.
İsrail Başbakanı Netenyahu’nun doğrudan talimatıyla Mossad, 1997 yılında Ürdün’de yaşarken Hamas liderlerinden Halit Meşal’e suikast girişiminde bulundu. Kanada pasaportuyla Ürdün’e giren Mossad ajanları, bir caddede yürürken zehirli bir madde enjekte etti. Ürdünlü yetkililer suikast girişimini ortaya çıkardı ve iki Mossad üyesini tutukladı. Dönemin Ürdün Kralı Hüseyin, Netenyahu’dan Meşal’e enjekte edilen maddenin panzehrini istedi. Dönemin ABD Başkanı Bill Clinton’ın baskısıyla Netenyahu panzehri Ürdün’e verdi ve Meşal kurtuldu.
İşgal ordusu 10 Nisan’da Ramazan bayramı vesilesiyle Gazze’nin batısında yer alan Eş-Şati Mülteci Kampı sakinleri ve yakınlarıyla bayramlaşmaya giden Haniye’nin ailesinden birçok kişinin bulunduğu aracı vurdu. Saldırıda 3 oğlu ve 4 torununu kaybeden Haniyye, “Çocuklarının Gazze’yi terk etmediğini, Kudüs’ün ve Mescidi Aksa’nın kurtuluşu yolunda hayatlarını feda ettiğini” söylemişti. Evlatlarını ve torunlarını kaybetmesi karşısındaki metanet ve vakur duruşu, kurtuluş mücadelesi veren tüm halklar için esin kaynağı oldu.
Şehitler kervanı devam ediyor. Elbette Haniye’yle son bulmayacak. Yiğitler teker teker toprağa düşecek. Bizim payımıza da zillet içinde seyirci kalmak düştü.
Aziz şehit, büyük lider İsmail Haniye, 1963’te Gazze şeridindeki El-Şati mülteci kampında dünyaya geldi. Yaşça benden küçüktü. Ailesi 1948 Arap-İsrail savaşında Aşkelon şehrinden kaçarak mülteci durumuna düşmüştü. Her Filistinli çocuk gibi özgürlük hayalleri ile büyüdü. Filistin direnişinin kahramanlıklarına tanıklık etti. 1987’de Gazze İslam Üniversitesinden mezun oldu. Hamas’ın kurucularından Şeyh Yasin’in talebesi olarak örgütün gençlik kanadı ‘İslami Blok’ ta aktif rol aldı. 1989’da 1. İntifada’ya katıldığı ve Hamas üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklandı. 1992 ‘de serbest kaldıktan sonra İsrail tarafından Güney Lübnan’a sürgün edildi. Bir yıl sonra geri döndü. Şeyh Ahmet Yasin’in ofisinde başkanlık yaptı. 2006 yılında Hamas’ın Filistin yasama seçimlerini kazanmasının ardından Filistin Başbakanı olarak atandı. Ancak uluslararası toplumun ve İsrail’in tepkisiyle karşılaştı. İsrail, Filistin yönetimine yönelik ekonomik yaptırımlar uyguladı ve ABD ile Avrupa Birliği de mali yardımlarını kesti. 2007 yılında Mahmut Abbas tarafında görevden alındı. Hamas ile El-Fetih arasında ciddi çatışmalar yaşandı. Ardından fiili olarak Gazze Şeridi’nin ve bölgenin lideri konumuna yükseldi. 2016 yılında Katar’a taşındı ve burada bir ofis kurdu. Katar’da kaldığı süre içerisinde Hamas’ın uluslararası ilişkilerini ve stratejik planlamalarını yürüttü. Mayıs 2017’den beri Halit Meşal’in yerine Hamas Siyasi Büro başkanlığını yapmaktaydı.
Haniye, Hamas’ın 7 Ekim’de gerçekleştirdiği eylemden haberi olmadığını söylemişti. Belli ki, İzzettin Tugayları bu konuda siyasileri haberdar etmemişler. Buradan şu çıkarımda buluna biliriz: Siyasiler askerlere nazaran geleceği daha sağlıklı okuyabilmekte ve strateji geliştirebilmektedirler.
Ve 31 Temmuz günü sabaha karşı Tahran’da İran Devrim Muhafızlarına ait olan binaya Siyonist işgal ordusunun bir askeri jetten attığı roketle şehitler kervanına katıldı. Firdevs yolculuğu başladı. Cennet ehlinin İslam’ın aziz şehidini görkemli karşılayacağını düşünüyorum. Tüm Türkiye’de 1 Ağustos günü gıyabi cenaze namazı kılındığı gibi dünyanın her tarafında dualarla ve gıyabi cenaze namazlarıyla yolcu edildi. Allah rahmet eylesin!
Ateşkes görüşmelerini zora sokacak olan bu suikast, Hamas’ı destekleyen ülkeleri de tahrik amacını gütmektdir.