Issız ve kıpırtısız koridorlarda
Karınca sessizliğine gömülmüş
Kaplumbağa hızıyla ilerliyor zaman
Vakit donmuş, ilerlemiyor hiçbir şey?
Kapılar açık bırakılmış, duvarlar kilitli,
Kilit üstüne kilit vurulmuş zamana
Ne çocuk kahkahaları var,
Ne de kehkeşanlar perdelerin arkasında
Zaman kesiği bir çukura düştüm
Gelecek zamanı sabırla okurum yalnız şimdi.
Anahtarları hangi zamana saklayıp durur dolap, bilemedim hiç?
Hangi zamandan doğdu bu sahipsiz gam ve keder?
Hangi vakitten peydahlandı bu zakkum?
Yüreğimin kapısı hangi anahtarla açılır, bilemedim hiç?
Şimdi burada azap ile gazap birbirine karıştırılır,
Umut ile korku iç içe geçmiş, boynuma dolanmış olaylar,
Hüzün cirit atar, çocuksuz kalmış koridorlarda
Neden bu kadar çok sıkarsın beni ey koridor?
Bu kadar dar mıydı dört duvarın arası, bilemedim hiç?
Bu kadar kalın mıydı bu kafalar?
Neden künhüne varmaz kimse küskünlüğümün?
Hangi aralıkta, hangi ayrılıktan peydahlandı bu gam?
Bir şiir okusa bir çocuk,
Aşkla baksa, sevgiyle sarılsa birisi
Toprak yeniden karılsa
Gürültüsünden yarılsa gök
Acı ve keder hemen terk eder kalbimi
Umut ışığı düşer ilaç gibi zamana
Durup bakar o bahar gözler bana
Ne zaman açılacak perdeler, ey zaman, bilemedim hiç?
Ne zaman başlayacak kehkeşanlar yine?
İçimden bir ses fısıldar o kentler senin aşkın.
Ne zaman biter zamanın dikenli ahı, bilemedim hiç?
Ne zaman döner okuluna çocukların şifalı sabahı.