KKTC’de Pazar günü yapılan Cumhurbaşkanı seçimini beklenenin aksine Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Tufan Erhürmen %62,76 oy alarak ilk turda büyük bir farkla kazandı. Katılım oranı %64,87 idi.
Ankara’nın tam desteğini alan ve kazanması için tüm kaynakları seferber ettiği mevcut cumhurbaşkanı Ersin Tatar oyların % 35,7’sini ancak alabildi.
Ben Ankara’nın adayıyım diye propaganda yapan Tatar’ın kazanması adına Binali Yıldırım, Süleyman Soylu ve Mesut Özil’ın apar topar sahaya sürülmesi yenilgiyi önleyemedi. Cübbeli Ahmet bile iki devletli tezi savunan Ersin Tatar kazansın diye dua etti. Bu dua Kıbrıs’tan çok iktidara yaranma adına yapıldığı açık.
Seçimi yalnızca üç partinin (Ulusal Birlik Partisi, Demokrat Parti ve Yeniden Doğuş Partisi) adayı olan Tatar kaybetmedi, cumhur ittifakı da kaybeden taraftaydı. Esasen kaybeden ise iki devletli çözüm oldu.
Kıbrıs halkı, KKTC’deki politikacıları “Ankara’ya sadakat” puanı vererek, tasnif eden kutuplaştırıcı siyasete hayır dedi. Son beş yılda KKTC’de kurulan siyasi ve ekonomik vesayet yapısından halk öfkeliydi ve bu öfkesini sandıkta göstererek Ankara hükümetine net ve güçlü bir mesaj vermek istedi.
Turancı ve yayılmacı anlayışa set çekilmiş oldu. Seçime bulaştırdıkları milliyetçi- mukaddesatçı sos geri tepti. Sosyal hayatına müdahale edilmesinden rahatsızlığını da ortaya koymuş oldu.
Uyuşturucu ve kumar mafyasını destekleyen bir ortamın yaratılması, Adada kanlı suikast ve sabotajların artması, uyuşturucu trafiğinin merkezi haline gelmesi halkın can ve mal güvenliğinin tehdit altında olduğu algısını yükseltti. Ve halk bundan rahatsızlığını sandıkta göstermiş oldu.
Tufan Erhüman, Ankara’nın tanıdığı bir figür. Ankara hukuk fakültesinde lisans ve doktorasını tamamladıktan sonra, öğretim görevlisi olarak ders verdi. Ombudsman kurumunu oluşturulması için kurulan teknik komitede çalıştı. Annan Planı referandum sürecindeki müzakere heyetinde görev aldı.
İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın partisi CTP’den siyasete atıldı. 9 yıldır sürdürdüğü Parti başkanlığı görevini Talat’tan devraldı. 1.5 yıl başbakanlık yaptı.
CTP kasıtlı olarak Rum yanlısı olarak gösteriliyor. Oysa ki CTP, 1963/64 Kıbrıs Erenköy Direnişi’nde mücahit olarak savaşanlarca kuruldu. Erenköy’de direnip şehit olan ama orayı Rumlara bırakmayan o gençlerin hayatta kalanların arkadaşlarınca kuruldu. CTP bu direniş ruhuna sahip bir parti.
Kıbrıslıların “Tufan Hoca” diye hitap ettiği, makam aracı ve koruma kullanmayacak kadar mütevazi bir kişilik Tufan Erhürman. Aynı zamanda onlarca kitabı bulunan bir entelektüel.
Türkiye kökenli Kıbrıslılarla çok iyi ilişkiler kurmuş olan Erhürman’ın kişiliği, kucaklayıcı kampanyası, temsil kabiliyetinin ve uluslararası kabulünün Tatar’dan çok daha yüksek olması da sonucu etkileyen bir faktör oldu. Türkiye kökenli Kıbrıslıların yaşadığı Mağusa’da oyların % 59.47, iskele’de % 50.80’nını alması bunun göstergesidir.
Tufan Erhürman’ı destekleyen insanların içinde TAM parti Genel Başkanı Serhan Denktaş gibi federasyon karşıtı liderlerin olması da ayrıca not edilmesi gereken bir husus.
Kıbrıslı seçmen teslimiyeti değil temsiliyeti tercih etti.
Ankara’daki hükümet ortakları birbiriyle tezat açıklama yaptılar.
Devlet Bahçeli katılım oranının düşüklüğüne atıf yaparak garip bir açıklama yaptı. “KKTC’de yapılmış olan seçimin sonuçları çok az bir katılımla gerçekleşmiştir. Kıbrıs Türklüğünün kaderi bu katılımla temsil edilmeyecek durumdadır… KKTC parlamentosu acilen toplanmalı, seçim sonuçları ve federasyona dönüşün kabul edilemeyeceğini ilan etmeli ve Türkiye Cumhuriyeti’ne katılma kararı almalıdır” dedi.
Erdoğan ise hemen akabinde ve Kıbrıs Türklerini uluslararası arenada sıkıntıya sokabilecek bu sorunlu açıklamayı düzeltir nitelikte bir açıklama yaptı. Erhürnman’ı tebrik etti, ” KKTC’nin sahip olduğu demokratik olgunluğu bir kez daha gösteren, Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin iradesini sandığa yansıttığı bu seçimin ülkemiz ve bölgemiz için hayırlı olsun” dedi.
Seçimin galibi Erhürman, KKTC’nin Türkiye ilişkilerinin yaşamsal nitelikte olduğunu vurguluyor.
Şu açıklama ona ait: “Türkiye Cumhuriyeti ile istişare etmeksizin Kıbrıs’ta bir dış politikanın belirlenmesi veya Kıbrıs sorununa ilişkin bir politikanın belirlenmesi bu güne kadar hiç söz konusu olmadı. Benim döneminde de asla söz konusu olmayacak.”
“Hiçbir cumhurbaşkanımız Türkiye cumhuriyeti ile istişare etmeden ne müzakere yürüttü ne görüşme yürüttü, ne dış politika çizgisi belirledi. Bu bizim devlet geleneğimizdir. Aynen bu devlet geleneğimiz devam edecek.”
Sonuç olarak ada halkı Ankara’nın tutumunu onaylamadı. Ve bunu sandıkta sergilediği irade ile ortaya koydu. Kıbrıs Türk halkı Ankara’ya rağmen kararlar verebileceğini gösterdi. Dayatmayı ve iradesine müdahaleyi reddetti.
Halk, iki devletli çözümü benimsemediğini, adada Rumlarla birlikte iki eşit ulus olarak yaşayabilecekleri siyasi bir yapı talebini ortaya koydu. Demokratik olgunluğunu gösterdi.
Tufan Erhürman, hem KKTC, hem de Türkiye için uluslararası arenada büyük bir şanstır.
KIBRIS’TA VERİLEN MESAJ



