HÜDA-PAR Genel Başkanı Sayın Zekeriya Yapıcıoğlu, “Ahmağa anlatır gibi tek tek söyledim buna rağmen anlamamakta ısrar ediyorlar.
Biz anayasanın 4’üncü maddesi olmasın diyoruz. Bir daha söylüyorum, altını çizerek söylüyorum. İlk 4 madde değil, 4’üncü madde, Tamam mı?” dedi.
Rehber TV’de ‘Gündem Özel’ programında Olcay Ersoy ve Muhammed Hadi Aydemir’in sorularını yanıtlayan Genel Başkan Sayın Zekeriya Yapıcıoğlu, gündeme dair birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu.
Son günlerde dile getirilen idam istekleri ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Yapıcıoğlu, “Mevcut sistemin içerisinde idam cezasının gelmesi çok tehlikelidir.” yorumunda bulundu.
Yapıcıoğlu bunun gerekçesini ise şu ifadelerle dile getirdi:
“Yarın bir gün o silahla kimin vurulacağını hiç kimse kestiremez. İslam Hukuku da ancak İslam toplumunda uygulanır. Siz toplumun içerisinden İslam ahlakını çekip almak için elinizden gelen bütün çabayı sarf edeceksiniz, bütün ahlaksızlıkları yayacak sonra da İslam Hukuku’na ya da İslam’ın Ceza Hukuku’na ‘gel bu pislikleri temizle’ diyeceksiniz. İslami Ceza Hukuku, kimsenin temizlik süpürgesi falan değil. Bu toplumda da uygulanmaz.
İdam cezası gelirse ne olur? Bakın 2004 yılında Ceza Temel Kanunu, Ceza Kanunu, İnfaz Kanunu, Ceza Usul Kanunu değişti. Daha önce devlet aleyhine işlenen suçlar ön taraftaydı, kişilere karşı işlenen suçlar daha ileriki maddelerdeydi. Biz o zaman dönemin Adalet Bakanı’yla görüştük. Dedik ki en ağır cezalar insanın hayatına kasteden kişilere verilmeli. İnsanı önceleme adına bunu öne almışsınız ama yine en ağır cezayı devlet aleyhine işlenen suçlara veriyorsunuz. İnsan öldürme cezası da aşağıya inmiş. İnsana verilen değer bu mu?
Ciddi bir tenkit yazısı yazdım Adalet Bakanlığı’na gönderdik. Ondan sonra adam öldürmen cezası müebbet hapis cezasına çıktı. Şu anda Türkiye’de idam yok. Türkiye’nin imzaladığı uluslararası sözleşmeler buna engel oluyor. İdam cezası verilemez ama diyelim ki öyle bir şey oldu, emin olun bu idam cezaları genellikle siyasi suçlulara verilecek.”
“Malazgirt’te bir Kürt olarak ne işiniz var? diyenler, Erbil’de Barzani ile görüşmemizden de rahatsız oldular”
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne gerçekleştirdiği ziyaretten rahatsız olanlar ile ilgili konuşan Yapıcıoğlu, “Malazgirt’te bir Kürt olarak ne işiniz var? diyenler, Erbil’de Sayın Barzani ile görüşmemizden de rahatsız oldular.
Hadi bizim Kürt olmamız üzerinden Malazgirt’e gidişimiz eleştiriyorsunuz, peki Erbil’e gidişimizi niye eleştiriyorsunuz diye sorsanız, onların şöyle bir bakışı vardır; onlar temizdir, iyi niyetlidir, onların haricinde her Kürt ya da onlara boyun eğmeyen her Kürt, hain Kürt’tür. Bu sadece Türkiye’de değil sadece Irak Kürdistan Bölgesi’nde de değil bütün her tarafta böyledir.” dedi.
“Ey CHP’nin Genel Başkanı, Sözcüleri, Vekilleri! Gittiğiniz her yerde aynı sakızı çiğnemeye devam ediyorsunuz, yalan söylüyorsunuz”
Yeni anayasa ile ilgili konuşmalarının CHP tarafından eleştirilmesine değinen Yapıcıoğlu, CHP’nin Genel Başkanı, Sözcüleri ve Vekillerine şu ifadelerle seslendi:
“Yeni anayasayla ilgili son dönemlerde CHP Genel Başkanı ve parti adına konuşan bazı kişiler ısrarla şunu söylüyorlar; ‘Anayasanın ilk 4 maddesine karşılar. İlk 4 maddede Cumhuriyet var, bayrak var, İstiklal Marşı var, Cumhuriyetin nitelikleri var, Başkent var… Bunların hepsine karşılar bunlar.’ Ben tek tek söyledim; 1’inci madde, Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir. Sözcüleri dersini hiç çalışmamış ‘Türkiye Cumhuriyeti bir cumhuriyettir’ dedi, onu da böyle düzeltmiş olalım.
Biz diyoruz ki ey CHP’liler, CHP’nin Genel Başkanı, Sözcüleri, Vekilleri! Gittiğiniz her yerde aynı sakızı çiğnemeye devam ediyorsunuz, yalan söylüyorsunuz. Biz cumhuriyetçiyiz, cumhuriyet karşıtı değiliz. Biz saltanat istemiyoruz. Bizim inancımız saltanatı da o şekildeki bir yönetimi de doğru bulmaz. ‘Onların işleri aralarında istişareyledir.’ Dolayısıyla devlet başkanının, idarecinin seçilmesi de de halkın oyuyla olmalıdır. Cumhuriyet dediğiniz şey de budur. Cumhuriyet dediğiniz şey halkın kendi idarecilerini kendi eliyle seçmesi, kendisini seçmesidir. Yani idareciliğin babadan oğula geçtiği sistemin zıddıdır.”
“Aslında siz tek parti diktatörlüğü istiyorsunuz. Biz ise cumhuriyet istiyoruz”
Biz diyoruz ki evet, bu millet kendi idarecisini seçecek. Siz diyorsunuz ki ‘falankesin hanımının başı örtülüdür, falankes özde değil sözde laiktir, bu Cumhurbaşkanı olamaz. ’Siz diyorsunuz ki ‘bir kast sistemi olsun. Tek parti döneminde olduğu gibi belli bir zümre yönetsin. ’Sizin cumhuriyet anlayışınız, ‘Cumhur’ kelimesinin ne anlama geldiğini bilmediğinizi göstermektedir. Aslında sizin istediğiniz şey diktatörlüktür. Tek parti diktatörlüğü istiyorsunuz. Biz cumhuriyet istiyoruz.
“Ahmağa anlatır gibi tek tek söyledim buna rağmen anlamamakta ısrar ediyorlar. İlk 4 madde değil, 4’üncü madde, Tamam mı?”
Ahmağa anlatır gibi tek tek söyledim buna rağmen anlamamakta ısrar ediyorlar. O zaman onların bile anlayacağı bir şekilde söyleyeyim. Biz anayasanın 4’üncü maddesi olmasın diyoruz. Kameraya bakarak söyleyeyim bir daha. Anayasanın 4’üncü maddesi olmasın diyoruz. Anayasada değiştirilemez maddeler olmaması demek, bütün o değiştirilemez dediğiniz maddelerin hepsini değiştirelim anlamında değildir. Anayasanın 4’üncü maddesine karşıyız, tamam mı? Anladınız mı? 4’üncü madde olmasın. 4’üncü madde gelecek nesillerin iradesine ipotek koymaktır. Bir daha söylüyorum, altını çizerek söylüyorum. İlk 4 madde değil, 4’üncü madde, tamam mı?”