1. Haberler
  2. Genel
  3. OLAN:Kısacası bu bütçenin şifresi 3S’tir; savaş, saray ve soygun bütçesidir.

OLAN:Kısacası bu bütçenin şifresi 3S’tir; savaş, saray ve soygun bütçesidir.

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Dem Parti Bitlis Milletvekili Hüseyin OLAN Sağlık bakanlığı bütçe görüşmeleri sırasında genel kurulda konuşma yaptı. Sağlık sorunları ve harcamalr hakkında ki konuşma metni

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, ekranları başlarında bizleri izleyen cezaevindeki siyasi tutsak arkadaşlar ve değerli halkımız; hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Türkiye’de yurttaşların sağlığıyla gerçek anlamda ilgilenen bir sistem olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Bu iktidarın bildiği bir tek şey vardır, o da yurttaşın cebindeki parayı nasıl alabilirimin hesabını yapmaktadır. Sosyal güvenlik kapsamında olan bir hasta, bugün eczaneden içeri girdiği andan itibaren elindeki mevcut reçetesinin yaklaşık yüzde 30’unu fark olarak ödemektedir. Peki, nedir bunlar:
1) Muayene katılım payı
2) Reçete katılım payı
3) İlaç katılım payı
4) Fiyat farkı
5) SUT kapsamından çıkarılan ilaçlara ödenen pay.
Bütün bunlar yetmezmiş gibi, bütçe görüşmeleri sonrası Meclise gelecek olan yeni Sağlık Sigortası Yasası’nda 2 TL olan katılım payı 10 kat artırılarak 20 TL’ye çıkarılacaktır. Ayrıca, bu 20 TL’nin de tekrar 10 kat artırılıp 200 TL’ye çıkarılması Bakanlığın yetkisine verilecektir. Dolayısıyla hastanın reçetedeki payı en az yüzde 50’lere çıkacaktır. Sayın Bakan, bu durumda yatan hastalardan da katılım payı almayı düşünüyor musunuz?
Eczacıları tahsildar yaparak toplattığınız katılım paylarıyla toplumu her alanda sömürmeye devam ederek sağlığı ticarileştirdiniz. İktidar, koruyucu sağlığı bitirirken tedavi odaklı sağlık politikasını önceledi fakat tedavinin ana ögesi olan ilaç yokluğu hakkında hiçbir şey yapmadım. Her ne kadar “İlaç kuyruğunu kaldırdık.” deseniz de bugün piyasada olmayan ilaçlar yüzünden hasta elindeki reçeteyle eczane eczane dolaşmaktadır. Oysa, ilaç bulunabilir, erişilebilir ve güvenilir olmalıdır. Hâlihazırda tedarik sıkıntısı ve stok miktarı çok düşük olan ürün sayısı 469 çeşittir, hatta bazı ilaçlar aynı gün bitmektedir. “Biz ucuz ilaç veriyoruz.” propagandası yapmak gerçeği yansıtmıyor. Gerçek şudur: En pahalı ilaç, bulunamayan ilaçtır. Vatandaş karaborsaya düşen ilaca internetten kaçak yolla getiren çantacılardan ulaşmaya çalışıyor.
Bugün, erişilemeyen ilaç yokluğunun oranı yüzde 15’i aşmıştır.
İlaca erişememenin 2 tane nedeni vardır: Birincisi, ilaç fiyat kararnamesindeki euro kurunun 21,67’yle sabitlenmesidir. Bu, çok kolay aşılabilir. İlaç fiyatlarını enflasyona endekslersiniz bu sorun çözülür. Diğer bir neden de hasta bazlı yenilikçi ilaçların Türkiye’de üretilmemesi.
Sayın Bakanım, 2018 yılında Avrupa’da 168 tane yenilikçi ilaç üretiliyor, Türkiye’de ise 33’tür. Bugün geldiğimiz 2023 yılında Avrupa’da yine sabit kalmış -170 civarı- ama Türkiye’de bu 6 adete düşmüş. Peki, bu tablodan hiç rahatsızlık duymuyor musunuz Sayın Bakanım?
Bütçeden insan yaşamını sonlandıran uçaklara, SİHA’lara, toplara, tanklara pay ayırıp övüneceğinize SMA’lı, DMD’li ve kişi bazlı birçok hastalığı tedavi eden yenilikçi ilaçlara pay ayırıp kendi yurttaşını yaşatmak daha insani, daha vicdanidir, aynı zamanda sorumluluk gereğidir.
Bütün bunlar yetmezmiş gibi bir de karşımızda sık sık değiştirilen Sağlık Uygulama Tebliği var. Bu Tebliğ aslında sağlığı sabote eden bir tebliğdir. Neden mi? Birkaç örnek vereyim: Birçok sarf malzemesi medulada gerçek fiyatının çok çok altındadır ve hasta bu farkı cebinden ödeyerek alıyor. İkinci bir neden insan immünglobulinlerinin kronik inflamatuvar demiyelinizan polinöropati hastalığında kullanım dozu kilogram başına 2 gram olmasına rağmen SUT bunu 400 miligrama düşürüyor. Şimdi, hangisi doğru? Doktorun verdiği reçetedeki, rapordaki doz mu doğru, SUT’un kendisine göre biçimlendirdiği mi doğru? SUT’ta 28 tabletlik ambalajlar ilk kullanımda 28 güne göre tekabül etmişler. SUT 2’nci bir paketi vermemek için bunu 28’e uygulamış. En sonunda bir ayı 28 güne de indirdiniz. Tebrik ediyorum sizleri.
En önemli husus, SUT’ta endikasyon tanımı olmayan hastalıkların ilacı ödenmiyor, vatandaşa mahkeme kapısını gösteriyorlar. Vatandaş hasta, mahkemeye gidiyor, kazanıyor, geliyor eğer sağ kalmışsa, hayatını kaybetmemişse ilacını alabiliyor. Bunun gibi binlerce mağdur hasta var, onlarca endikasyon bu şekilde, bunun derhâl düzeltilmesi lazım. Yıllardır parmak uçlarını delik deşik ettiğimiz Tip 1 diyabet hastası çocukların sensör bedelini ısrarlarımız sonucunda nihayet yılbaşında vermeyi kabul ettiniz, onun da üçte 1’ini veriyorsunuz. Peki, ilacın ve sarf malzemelerinin hastaya ulaşmaması için SUT’u zapturapt altına almaya çalışan SGK’nin kendisi ne yapıyor?
Kısacası bu bütçenin şifresi 3S’tir; savaş, saray ve soygun bütçesidir.

OLAN:Kısacası bu bütçenin şifresi 3S’tir; savaş, saray ve soygun bütçesidir.
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

H24 Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin