1. Haberler
  2. Genel
  3. İKİ DİL BİR VİCDAN

İKİ DİL BİR VİCDAN

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala


Toplumsal olaylar sosyopolitik gerçekliğinin tüm çıplaklığı ile algılanmasında sanatsal küçük basit dokunuşlar çok derin farkındalıkların oluşmasında önmeli katkılar sağlar. “İki Dil Bir Bavul” Kürt meselesinde sorunun ana başlıklarından biri olan anadil problemine yönelik yaşanan gerçekliği ortaya koymayı başarabilmiş ödüllü bir film. Kısaca Afyon’lu bir ilkokul öğretmeninin Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde Karacadağ’ın köylerinden birine atanması ile başlayan yaşanmış gerçek bir hikayeyi konu ediniyor.


Filim gerçek zamanlı belgesel formatında çekilmiş. Bizzat öğretmenin çekimlerini yaptığı ve atandığı köyde anadili Kürtçeden başka bir dili bilmeyen, konuşamayan öğrencilerinin rol aldığı mütevazi bütçeli bir film. Öğretmenin kendisini de Siverek’te düzenlediğimiz “Kürt Filimleri Festivali” davet etmiş, tanışmış ve filimin yapım sürecini kendisinden bizzat dinlemiştik.
Filmin detaylarına girmeden Afyon’lu bir öğretmenin Türkiye’nin sosyopolitik ve sosyokültürel gerçekliğini tüm çıplaklığı ile dokunabilen, tüm dünyaya ilan eden bu cesaretli girişiminin Türkiye’de Kürt dili ile ilgili yaşanan her alandaki çarpıklığı zorunlu etemel eğitim sistemi üzerinden küçük bir kesitini sunmayı başarabilmiş bir bir Film olarak sinema tariihinde yerini aldı.


İlk gün itibarı ile konuştuğu tek bir kelimeyi anlamyan bir avuç çocuğun biraz ürkek, biraz heycanlı ve daha çok umut dolu gözleri üzerinden iletişim kurmaya çalışan öğretmenin, el kol hareketleri, yüz mimikleri ve beden dilinin tüm tün sınırlarını zorlayarak iletişim kurma çabalarının kesitlerini gerçek zamnlı olarak bir belgesel tadında ilmek ilmek işliyor. Bir öğretim yılı sonuna doğru iki kelimelik günlük ihtiyaçlarını ifade edebilecek kadar kürt dililini sert gırtlak yapısını deforme ettiği bir Türkçe konuşma seviyesine öğrencileri ancak getirebildiğini film resmediyor.


2008 yılında gösterime giren film uluslararası ve ulasal düzeyde bir çok olumlu tepki alan filimin üzerinden 17 yıl geçmiş olmasına rağmen hala Kürt meselesinin en önemli düğüm noktalarından birini Kürt dilinin üzerindeki kısıtlama, yasak, ötekileştirme ve yok sayma ikliminin çeşitli düzeylerde sürdüğü görülüyor. Bir devlet kanalı olan TRT Kürdi bir paradoks olarak yayınlarına devam ederken eğitimden medyaya, kamu alanlarından mahkemelere kadar bir çok alanda sivil ve resmi zeminlerde Kürt diline yönelik kırılganlık ve dışlanmışlıkları çeşitli küçük detaylar üzerinden devam ettiğini gözlemlemek mümkün.
Suriye’de esed rejimin devrilmesi ile başlayan yeni dönemde Kürt meselesi ile ilgili MHP Lideri Devlet Bahçeli’in TBMM açılışında DEM vekilleri ile tokalşması ve sonrasında grup toplantılarında ezber bozan açıklamaları ile beraber yeni bir sürecin başlatılmak istendiği görülüyor.

Abdullah Öcalan üzerinden yapılan çıkışın temel beklentisi PKK’in tüm silahlı unsurlarının ülke içi dışı tüm yapılanma ve birimlerinin silahlı mücadeleyi terk etmesi ve silahlarını bırakmaları üzerinden şekillenmektedir.
Kürt meselesinin PKK’nı silahı bırakmasına konusunda indirgenmesi geçmişte yaşanan deneyimlerin gösterdiği gibi kalıcı bir çözüm üretememiştir. Kürt meselesinde çözümün en güçlü aktörü ve adresi tüm birim ve unsurları ile devlet yapılanmasısıdır. Kamu üzerinden yapılacak düzenlemler ile ilgili zengin bir müktesabat mevcuttur. Kürtçe anadilde eğitim sürecinin yapılandırılması, tedrici olarak takvimin işletilmesinin önünde hiç bir engel yoktur. TRT Kürdi bugün nasıl kabul gördüyse, eğitim sisteminde, kamu hizmetlerinde, mahkeme ve adliyelerde, yerel yönetimlerde kürtçenin yerel ihtiyaçlarla doğru orantılı oalrak kullanılabilmesinin önünde herhangi bir engel yoktur. Değiştirilen köy ve yerleşim adlarının değiştirilmesi yapılabilir. Yakın tarih ile ilgili tahrifatlar düzeltilebilir.
Tüm eğitim birimlerindeki anlatılar bu bağlamda yeniden gözden geçirilebilir. Kürt aydın, alim ve öncü şahsiyetlere yönelik karalama ve kirlilikler iade-i itibar düzenlemeleri ile giderilebilir. Kültür organizasyon, yayın tüm etkinliklerinde Kürt dilinin kullanımını ve yaygınlaşması sağlanabilir. Kürtçe kitap, tiyaro, sinema vb. çalışmlar kültür politikları planlamalarında yer verilebilir.


Kamu ve toplumsal ilişki düzleminin en üst normu olan anayasa değişimine yönelik gerçekliğe ve temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan, etnik ve seküler polarizasyonları ajite etmeyen düzenlemeler ile ilgili de ümit verici yaklaşımları olmadığı görülüyor. İlk etapta kırmızı çizgi olarak tanımlanan ilk dört madde ile ilgili takdis etici yaklaşımlara gelen itirazların ihanet formatında mahkum edilmesi öncelikli olarak kürt meselesi ile iligili konuların en güçlü düğümlerini çözme potansiyeline sahip yeni anayasa arayışlarını geleceğe dair umut verici sonuçlar oluşmasına dair beklentilerde uzaklaştırmaktadır.
Kısaca devlet aklı ve vicdanı, başta anayasa olmak üzere, bu alanadaki görev ve sorumluluklarını ifa etmesinin, gerçekleştirmesinin önünde herhangi bir engel olmadığını ve bu düzenlemelerin tüm toplumsal kesimlerin vicdanın onay ve takdir alacağını, toplumsal barış ve birlikteliği güçlendireceğini geçmişteki bu tür açılmlara verilen güçlü toplumsal destek göstermiştir. Kamu idaresinde yetkilendirilmiş iktidar gücünün Kürt meselesi ile ilgili görev ve sorumluluklarını etkin bir şekilde yerine getirmemesinin oluşturduğu güvensizlik ikliminde çözüme yönelik çıkış söylemlerinin ve bu yöndeki çabaların kalıcı çözüm üretmesi beklenemez.


MHP lideri Devlet Bahçeli’nin çıkışları ile başlayan sürecin CHP gibi diğer partiler tarafından da destek alması umut verici bir durum olarak görmek gerekir. Başkan Erdoğan’ın sürecin planlı ve Cumur ittifakı üzerinden yürütüldüğünü beyan etmesi bir hükümet projesi olarak sürecin başlatıldığını gösteriyor. Ancak eş zamanlı olarak Suriye’de esed rejiminin son bulması olarak meydana gelen gelişmeler Türkiye’nin dış politikada Astana süreci ile Rusya, Çin ve İran bloku üzerinden yürütülen stratejinin değiştiğini ve ABD, Batı ve İsrail bloku birlikte hareket etmeye başladığını gösteriyor. Bu durum içpolitikada başalyan sürecin dış politikada özellikle yeni Suriye süreci ile organik bir ilişkisi olduğunu da güçlü bir ihtimal olarak görmemizi gerektiriyor.


Yeni Suriye süreci ile ilgili düncenleyici iradenin adresi ABD-İsrail ittifakı olduğunu Türkiye’nin de buna ikna edilere eklemlenmeye çalışıldığı bir küresel stratejinin oyun kuruculuğu ile şekillendiğini görmek gerekiyor. Bu durum yerel unsurların, İran, Irak ve Türkiye gibi Suriye sürecinden birinci dereceden etkilenecek ülkelerin iradelerinin tamamen meflu ve etkisiz olduğunu göstermez. Ancak ekonımik ve silahlı güç oyunun kuralının belirlemede dah etkin olduğu gerçekliğini ifade etmek için ABD-İsrail ittifakını misyonuna dikkat çekilmiştir.
Türkiye, bir yandan Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve süreci iç dinamiklerle , yerel tüm grupların hak ve özgürleüklerinin ortak çıkarları üzerinden şekillenmesi gerektiğini ifade ederken diğer taraftan Suriye’deki yeni süreçle ilgili SDG/YPG ortadan kaldırılmalıdır, Kürtlere yönelik bir özerklik kırmızı çizgimizdir üzerinden geliştirdiği söylemlerin kendi içinde bir gerilim ve ürettiği söylenebilir. Kaldı ki burada ABD açık ve net bir tavırla SDG/YPG’yi PKK’dan ayırıyor ve tıpkı HTŞ gibi terör listesinden çıkararak yerel siyasi aktörler olarak resmi muhatap alıyor. Türkiye dış politik kaygıları bu bağlamda ABD ile çeliştiğini ve bu çelişkinin bir uzlaşma ile giderilmesini zorunluluğu olduğunun altını çizmek gerekir.
Yarım asrı bulan PKK süreci güncel koşullarda geçirdiği değişim ve dönüşümlerden bağımsız ilk dönem Marksist-Leninist marjina silahlı bir örgüt düzeyinde artık değerlendirlemeyeceği gerçekliği üzerinden hareket etmek gerekir. İran, Irak Suriye’de yapılanmaları ve çeşitli düzeylerde etkisi bulunan, Avrupa başata olamak üzere tüm dünyada diaspora unsurları olan, Türkiye içinde ise DEM Parti başta olamak çeşitli düzeylerde sivil silahlı unsurları bulunan saçaklı bir örgütlenme gerçekliğine karşılık geldiğini görmek gerekir PKK’nın. Kurucu Karizmatik lider Abdullah Öcalan üzerinden yürütülmek istenen süreç Kandil ve DEM parti örgütlenmesi tarafından desteklenen ilk tepkiler sonrası sürecin Abdullah Öcalan’nın mahkumiyetinin sonlandırılarak dışarı çıkarılması ve tüm silahlı unsurlara çağrı yaparak silahların bırıakılmasını Abdullah Öcalan’nın çağrıları üzerinden gereçkleştirmek. Ancak yaşanan gerçeklik bu hedefe ulaşmanın kolay olmadığını ve önemli direnç noktaları ile karşılaşacağını gösteriyor.

Bir yandan DEM parti belediyelerine yoğun kayyum atamaları, diğer yandan Selahattin Demirtaş ve diğer parti örgütlenmesinde yere alan tutukluluk ve mahkumiyetlerin niceliksel hacmi, ayrıca PKK silahlı unsurlarının Türkiye dışında bulundukları ülklelerdeki güvenlik kaygıları gibi direnç noktalarının detaylı ve gerçekçi bir şekilde analiz edilerek yönetilebilmesini sağlayacak güçlü bir stratejik planlamaya ihtiyaç olduğunun altı çizilmelidir. Bu bağlamda özellikle SDG/YPG nitleiksel olarak faklı koşullara sahip olduğu görülmeli ve yap silaları gömüm veya toptan gömülürsünüz güvenlikçi söylemlerinden kalıcı doğru sonuçlar çıkmayacağını, askeri opreasyonlar üzerinden yeni acıların ve kapanmaz derin yaraların oluşmasının kaçınılmaz olacağını ve sürecin tüm barış iklimin bir seraba dönüştürme durumunun kaçınılmazlığı üzerinde ağırılıklı olarak durulmalıdır.


Kürt meselesinde toplumsal vicdanın kodları kamusal devlet ve iktidar vicadnın analyışı ile ortak güçlü bir paydaya dönüşmesine odaklanılmalıdır. PKK merkezli “Güvenlik ve Terör sorunu” merkezli indirgenmiş güvenlikçi startejilerin geleceğe dönük umut vermekten uzak kalacağını bir kez daha vurgulamak gerekir. Seraba dönüş onca bahardan sonra bu kez umutlarımızı gereçek baharlara ulaşmak için gür tutmaya devam etmek gerekir.

İKİ DİL BİR VİCDAN
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

H24 Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin