1. Haberler
  2. Genel
  3. Abdestli Kapitalist

Abdestli Kapitalist

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

          Allah’ı (C.C.), Peygamber’i (S.A.V.) ve İslâm’i değerleri istismar ederek çıkar sağlayan, ırkçı siyonist ideoloji olan emperyal kapitalizmi İslâm Dini ile sentezleyip mutasyona uğrayan muhafazakâr sağcılara “Abdestli Kapitalist” denir. Faizci liberal-kapitalist ekonominin amacı, şahsi ihtiyaçların bitmez, tükenmez hale geldiği duygusunu topluma aşılamaktır. Tüketim duygularını kamçılamak ve en ücra köşede yaşayanlara ulaşmak, hayatı tüketim yarışıyla eş değer görmelerini sağlamaktır. Liberal kapitalist ekonominin putu para ve metadır bu uğurda her şey mubahtır. Vizyonu da “bırak geçsinler, bırak yesinler.” şeklinde özetlenmiştir. Savaş sanayi, İlaç sanayi, kozmetik sanayi tüketim listesinin ilk sırasında yer almaktadır. Kene, sülük ve benzeri parazit hayvanlara şapka çıkartan bu vahşi sömürü kapitalist sisteminin tüketim anlayışı toplumsal bozulmayı, çözülmeyi, çürümeyi, kokuşmayı sağlamaktadır. Şarlatanlar ise İslâm’a uydurulmuş fetva bulurlar. 

          VAHŞİ KAPİTALİZM

          Liberal, vahşi kapitalizmin anavatanı İngiltere’nin Hindistan’a gönderdiği emperyalist duygularla donanmış son valisi ilk kez duyduğu Ezan’ın ne anlama geldiğini, İngiliz çıkarlarının aleyhine olup, olmadığının araştırılmasını istemiş, “bizim çıkarlarımızla hiçbir ilgisi yoktur” yanıtı alınınca, Vali “Ezan Susmasın” talimatını vermiştir. Vahşi kapitalizm, ülkelerin yönetim şekliyle, halkının dini inançlarıyla, yaşayanların ırk ve cinsleriyle ilgilenmez. O, ayrıntısına varıncaya kadar çıkarlarının hesabını yapar. Eğer menfaatlerine zarar veren bir durum olursa onu terbiye etmeye, düzeltmeye çalışır. Abdestli kapitalist İslâm Birliği Teşkilât yöneticileri ise tiyatro sahnesinde show yapmak, müslüman tribünlere nutuk atmakla meşguldürler. Bayrağına Kelime’i Tevhid yazan vahhabi krallık Suudi Arabistan Amerika’yı dost ve kardeş ilân etmiş olması somut bir örnektir. Libya, Irak, Suriye, Filistin, Gazze, Eritre, Moro, Keşmir, Arakan, Myanmar, Özbekistan, Doğu Türkistan ve nice coğrafyada mazlum Müslümanlar vahşi kapitalizmin kıskacında kıvranmaktadırlar. 

          İSRAF HARAMDIR

          Aşırı tüketim bir çeşit doğru yoldan, istikâmetten sapmadır. Savurganlığa varan tüketimin sonu felakettir, yoksulluktur, acıdır, ısdıraptır. Bunun fert, toplum ve ülke bazında olması vahameti değiştirmez. Allah (C.C.) israf edenleri sevmez. Peygamberlerin, veli kulların hayat tarzında üretimle beraber tutumluluk ve kanaatkârlık vardır. İslam, aşırı tüketimi israf olarak görmüş, çok az tüketimi ise cimrilik sınıfına koymuştur. Tüketimde dengeli olunması istenmiş cömertlik ve sadaka tavsiye edilmiştir. Reklamlarla aldatılan, özendirilen, modanın peşinden koşturulan insanlar lüks ve konfor ile dünyevileşmiş şehevi duygular, düzenlenen festivaller, kutlamalar, törenler, kampanyalar, belirli gün ve haftalar ile insanlar kapitalizmin cenderesinde sıkışmışlardır. Günümüzde israf haramdır diyenler ayıplanmış ve kınanmıştır. Hazreti Muhammed (S.A.V.) “İsyan ettiren yoksulluktan, azgınlaştıran ve zalimleştiren zenginlikten Allah’a sığınmıştır.” 

          GÜZEL TÜKETİM

          Elzem ihtiyaçlar, yaşamı kolaylaştıran araçlar, konforu sağlayan malzemeler sıraya konulmalıdır. Borç almamaya özen gösterilmeli, elindekiyle yetinmeyi bilme alışkanlığı kazanmalıdır. Kanaat, en büyük zenginliktir. Borç, insanı gece rahatsız, gündüz de mahcup eder. Borç yiğidin kamçısıdır, risk almak başarı getirir söylemleri ise vahşi kapitalizmin süslü söylemlerindendir. Vahşi sömürü düzeni kapitalizmin bataklık girdabına düşenler çırpındıkça daha çok batarlar ve manevi değerlerinden uzaklaşırlar. Gelirimiz kadar tüketmek gerekir, halk deyimiyle ayağını yorgana göre uzatmak, empati duygularımızı geliştirmek huzur ve mutluluğun anahtarlarındandır. Günlük hayatımızda güzel tüketim ruhu kazanabilmek adına, Örnek rol modelimiz Hazreti Muhammed (S.A.V.) nehir kenarında abdest alırken dahi ihtiyacınız kadar su kullanılmasını önermiştir. Maddi yaşantımızda kendimizden aşağıdakilere, manevi hayatımızda kendimizden yukarıdakilere bakmamızı bilge, kanaat önderi büyüklerimiz tavsiye etmiştir. 

          TÜKETİMİN BOYUTU

          Eşya, mal, para, emek, enerji, zaman, doğa, ömür hepsi tüketimin kapsamı alanına girer. Çağdaş sömürgeciliğin ilk ayağı beyin ve kalblerde oluşturulan kültürel asimilasyondur Ardından idari, askeri ve ekonomik saldırılar başlar. Günümüzün koşullarında gençliğimizi yaşayalım, ihtiyacımız söz konusu, dünyaya geldik bir kere gibi sözler insanın nefsinden gelen ve şeytanın da güzel gösterdiği olgulardır. Üzülerek ifade edelim ki, en çok bu tuzağa kadınlar ve gençler düşmektedirler. Deneyimsiz, tecrübesiz, hayatı toz pembe gören, paranın nasıl kazanıldığını bilemeyen, ekmek elden su gölden mantığı ile harcama yeteneğini kaybedenler aşırı tüketici olacaktır. Unutmamak gerekir ki, “kıyamet gününde parayı nereden kazandığımızdan ve nereye harcadığımızdan” hesaba çekileceğiz. Ben paramı istediğim gibi harcarım, kimse bana karışamaz söylemi, inanç boyutunda tehlikelidir. İmanın kalitesinde, söylem ile eylem uyum sağlamalıdır. 

Abdestli Kapitalist
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

H24 Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin