Aile bireyleri arasında iletişim zayıflayınca, ailevi problemler ve aile içi şiddet de başlar. Aile içi şiddet, ister istemez iş hayatına ve sokağa yansır. Şiddet zulümdür, kul hakkını içerir, şiddet uygulayan kişi ise zalimdir, Allah zalimleri sevmez, kul hakkını da af etmez. Hazreti Muhammed (S.A.V.) eşlerine sözlü veya fiziki hiç şiddet uygulamamıştır. Yasalar şiddeti önlemede yetersiz kalmaktadır. Aile fertleri sabır, tahammül, öfke kontrolü eğitimi almalı ve güzel ahlâk sahibi olmalıdır. İleri derecede geçimsizlik ve şiddet olayları boşanma nedenidir. Şiddet konusunda mazoşist ruhlu kişileri tanımalı ve tedavi etmelidir.
PSİKOLOJİK ŞİDDET
Hakaret etmek, sesini yükseltmek, azarlamak, manipüle etmek, aşağılamak, hor görmek, sövmek, insanların yanında küçük düşürmek, zenginliğiyle övünmek, kibirlenmek, diploması ve kariyeri ile üstünlük taslamak, aile bireylerini başkalarıyla kıyaslamak, sülalesi ile korkutmak veya tehdit etmek, insan inancına ve yaratılışına uymayan yeni yasaklar üretmek ve benzeri psikolojik şiddetlerdendir. Uluslararası araştırmalara göre, alkol ve uyuşturucu bağımlısının %25’i aile içinde şiddet uyguladığı tespit edilmiştir.
EKONOMİK ŞİDDET
Aile bireylerinin birlikte edindikleri mallar ortak kullanılır. Kişiye ait özel mülkiyet hakkı vardır. Öfkelenince evde bulunan eşyaları kırıp dökmek zarar vermek, aile bireylerini parasız bırakmak veya harçlık vermemek, eşinin malına mirasına göz dikmek, maaşını elinden almak, kıymetli takılarının tasarrufunu kendinde görmek ekonomik şiddetin kapsamı alanındadır. Yoksulluk, özenti, konforlu lüks hayat arzusu aile içi şiddete neden olabilir. Kanaatkâr olmak, elindekilerle yetinmek ekonomik şiddeti önleyici bir unsurdur.
SOSYAL ŞİDDET
İnsan sosyal bir varlıktır. Aile fertlerini hısım, akraba ve dostlarıyla ilişkisini kesmek, komşularıyla görüştürmemek, sohbet grubuna gitmelerine, toplumsal etkinliklere katılmasına engel olmak, ailesini Sünnet’i Seniyye gereği pikniğe götürmemek, aile bireylerini kapı dışarı ederek evden kovmak, eşini babasının evine göndermek, mahalle baskısını abartmak ve buna benzer davranışları sergilemek sosyal içerikli şiddetlerden sayılır.
FİZİKSEL ŞİDDET
İslam Dini, hayvanlara dahi şiddeti yasaklamıştır. Toplumda seçkin, örnek, öncü bilinen kişilerin kavgaları, yanlış töre, örf ve adetlerin baskısı, maço, kazak, taş fırın erkek anlayışı, sinema ve tv dizi filmleri, sosyal medya izlenimleri kişide “Şiddet Algısı” oluşturmaktadır. Evli çiftler, eşine karşı otoriter görünmek adına da şiddet uygulayabilirler. Firavun hayatın her alanında şiddet kullanarak insanların umutlarını, hayallerini sıfırlamış, ahmaklaştırmış ve köle haline getirmiştir. 21.Yüzyılda işkence haberlerinin duyulması utanç vericidir. Sosyolog İbni Haldun “Dövülen Çocuk özgüvenini kaybeder, pısırık olur, girişimcilik ruhunu kaybeder, gelecekte ise devletin ekonomik gücünü zayıflatır.” demiştir.
CİNSEL ŞİDDET
Cinsellik, eşlerin huzur ve mutluluk kaynağıdır. İbadetlere engel olmamak ve eşlerin çalışma hayatını etkilememek adına birliktelikten kaçınmak, yatağı terk etmek veya yatakta olumsuz davranmak, kadının regl ve lohusa günlerinde birliktelik istemek, sadist arzularını tatmin etmek veya acı vermek, ters ilişkide bulunmak, oral istekte ısrar etmek, keyfi olarak kürtaj isteğinde bulunmak cinsel şiddetten sayılır.
ŞİDDETİN PANZEHİRİ
Aile kurumu kutsaldır. Aile içi iletişim kurmak ve yuvaya mutluluk kazandırmak ibadettir. Aile içi şiddetten hısım, akraba, dost ve arkadaşlar kısmen sorumludur. Sabretmek, dirençli olmak, öfkeyi kontrol altında tutmak, merhamet duygusu kazanmak, tanıdıklardan manevi destek istemek, birbirilerini teselli etmek şiddetin panzehiridir. Gönül kapısı açılmalı, sevgi, saygı, sadakat, adalet ve sorumluluk duyguları kuvvetlendirilmelidir.
