Farklı inanç, çeşitli ırk, felsefi görüş ve marjinal düşünce sahibi insanların bir ülkede beraber yaşamak istemelerine vatandaşlık denir. Vatandaşların uyum sağlayacakları, temel insan haklarının korunacağı yazılı ortak paydaya “Anayasa Sözleşmesi” denir. Dinde zorlama yoktur. (Bakara Suresi:256) Rabb’in dileseydi, yeryüzündeki insanların hepsi iman ederdi. (Yunus Suresi:99) Kur’an’ı Kerim’deki bu Ayet’i Celileler vatandaşlık hukukunu öne çıkarmıştır. İslam Dini, insanı en şerefli varlık olarak ilân etmiş, hayvanlara dahi merhameti öngörmüştür. İngiltere, San Marino, Yeni Zelanda, Kanada, İsveç ve İsrail’de yazılı anayasa yerine ilkeler, sözleşmeler, gelenekler esas alınmış Kilise ve Havra’nın onayı benimsenmiştir.
ANAYASANIN ÖNEMİ
Anayasa vatandaşların huzur ve mutluluğunu sağlayan Toplumsal Andlaşmadır. “Çoğulcu demokrasi” adına çoğunluğun azınlığa baskısı asla kabul edilemez. Ama, fakat, lâkin, ancak eklerinden sonra temel hak ve özgürlükler de kısıtlanamaz. Vatandaşların inandığı gibi yaşama ve ibadet etme özgürlüğü anayasa ile teminat altına alınmalıdır. İnanç sahipleri, inancını rahatlıkla anlatabilmeli, eğitim ve öğretimini yapabilmeli, aynı inancı paylaşanlar örgütlenebilmeli, inandıkları gibi yaşayabilmelidir. Dünya devletlerin anayasaları incelenerek ortak bir kanaat oluşturulmalıdır. İnsan temel hakları kâmil ve çağdaş anlamda teminat altına alınmalıdır. Ülkenin kalkınması, ekonomik büyümesi özgürlükler ve adalet ile sağlanır.
SÖZLEŞMENİN ÖNEMİ
En az iki kişi arasında ve koşullara uyulmak kaydıyla yapılan yazılı metinlere sözleşme denir. Sözleşme bir ibadettir. Verdiği sözünü yerine getirmek imandandır. Sözünde durmamak kul hakkına girer, ahlâksızlıktır, günahtır ve haramdır. Olumsuz şartlar gereği sözünü yerine getirememek ise mekruhtur. İnsanlığın örnek rol modeli Hazreti Muhammed (S.A.V.) ömründe bir defa olsun “ahde vefasızlıkta” bulunmamıştır. Ahde vefada dost, düşman, büyük, küçük ayırt edilmez. Hazreti Muhammed (S.A.V.) münafığın alameti üçdür diyor ve ekliyor. Konuştuğunda yalan söyler, verdiği sözü yerine getirmez, bir emanet verildiğinde emanete hıyanetlik eder. Ayrıca, münafık kâfirden daha tehlikelidir diyor.
ÇAĞLAR ÜSTÜ MANİFESTO
İnsanlığın Örnek Rol Modeli Hazreti Muhammed (S.A.V.)’in “Veda Hutbesi” evrensel ve çağlar üstü bir manifesto niteliğindedir. Veda Hutbesinde; Adam öldürmek, ırkçılık ve bölgecilik yasaklanmıştır. Köle düzeni faiz ekonomisi yok sayılmıştır. Müminler ancak kardeştir. Bütün insanlar adalet önünde eşittir. Zina haramdır. Kan davaları kaldırılmıştır. Toplumun can, mal, namus, akıl ve inanç özgürlüğü koruma altındadır. Kadınlar erkeklerin hayat arkadaşlarıdır ve kadınlar mal, mülk edinme haklarına sahiptirler. Kur’an’ı Kerim ve Hadis’i Şerif Kıyamet Günü’ne kadar tatbik edilmek üzere Müslümanlara emanet edilmiştir.
MEDİNE ANAYASA SÖZLEŞMESİ
Hazreti Muhammed (S.A.V.) farklı toplulukların bir arada yaşayabileceklerini somut olarak göstermiş, anayasa niteliğinde toplumsal sözleşmeye imza atmıştır. Müslüman, Yahudi, Hristiyan, Mecusi, Müşrik, Putperest ve Ateist inançlara sahip 18 feodal kabile tarafından imzalanan, 47 Maddelik Medine İslâm Devleti Anayasası, kuvveti üstün tutan değil, hakkı ve adaleti üstün tutan hukuk düzenini, vatandaşlık görevlerini içeren evrensel, çağlar üstü bir metindir. Sözleşmenin temel kaynağı Kur’an’ı Kerim olmuştur. Kurallara uyumun sağlanması, anarşi ve teröre meydan verilmemesi esastır. Rasyonel çoğulcu yaklaşım, özgürlükçü anlayış ve merhametli davranış ilkeleri öncelikli maddeler arasındadır. Anayasaya kutsallık verilemez. Toplumun ihtiyaçlarına göre zamanla anayasa metinleri güncellenir.
OSMANLI ANAYASA SÖZLEŞMESİ
Osmanlı İslâm Devleti’nin 1868-1876 yılları arasında, Devrin Adalet Bakanı Ahmet Cevdet Paşa’nın Başkanlığında hukuk uzmanlarının oluşturduğu komisyon tarafından hazırlanan ve İslâm hukukunun esas alındığı, onaltı ana bölüm, 1851 maddeden oluşan Mecelle Anayasası batı ve doğu medeniyetlerinin göz ardı edilmediği, eşitlik, adalet ve özgürlük ilkeleri çerçevesinde sonuçlandırılmasıdır. Bu çalışmada mezhepler arası birleştirmeler yapılarak hükümler çıkarılmış, Kur’an, Sünnet, icma, kıyas, gelenekler, örf ve adetler doğrultusunda ictihat kapıları aralanmıştır. “Çok Hukuklu Sistem” uygulaması ise yerini korumuştur. Böylece, çeşitli inanç sahiplerinin Osmanlı Devleti’ne bağlılıkları da devam etmiştir.
Mecelle’nin önemli bazı maddeleri;
1)- Makul şüphe kesin bilgiyi gidermez.
2)- Özel zarar, genel zarara tercih edilir.
3)- Kanıt herkesi, ikrar yalnız kişiyi bağlar.
4)- Şerler içerisinde, ehven-i şer esas alınır.
5)- Suçlar şahsidir, kişi doğuştan suçsuzdur.
6)- cezayı otorite verir, savaş hukuku özeldir.