1. Haberler
  2. Biyografia
  3. Said-i Kürdi

Said-i Kürdi

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Said Nursi, asıl adıyla Said Okur (1878-1960), Bediüzzaman lakabıyla da tanınan Kürt kökenli bir İslam alimi, müfessir ve yazardır. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde yaşamış ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarını da görmüştür. Hayatı boyunca İslam inancını modern bilim ve felsefenin meydan okumalarına karşı savunmaya ve imanı taklidi olmaktan çıkarıp tahkiki (bilgiye dayalı) bir düzeye yükseltmeye çalışmıştır.

Said Nursi’nin temel özellikleri ve çalışmaları şunlardır:

  • Bediüzzaman Lakabı: Olağanüstü hafızası ve ilmi derinliği nedeniyle genç yaşta “Zamanın Harikası” anlamına gelen Bediüzzaman lakabını almıştır.
  • Risale-i Nur: Hayatının büyük bir bölümünü, Kur’an-ı Kerim’in çağın anlayışına uygun bir tefsiri olan Risale-i Nur adlı devasa eser külliyatını yazmaya adamıştır. Bu eserler, iman esaslarını akli ve mantıki delillerle açıklayarak insanların inançlarını güçlendirmeyi hedefler.
  • Eğitim Anlayışı: Geleneksel medrese eğitiminin yetersizliklerini görmüş ve dini ilimlerle fen bilimlerinin birlikte okutulması gerektiğine inanmıştır. “Vicdanın nuru ulûm-u diniye, aklın nuru fünun-u medeniye. İkisinin imtizacıyla hakikat tecelli eder” sözü bu görüşünü özetler.
  • Siyasi Tutumu: Başlangıçta siyasi ve sosyal reformlarla ilgilenmiş olsa da, özellikle I. Dünya Savaşı’nın ardından tamamen manevi ve ilmi çalışmalara yönelmiştir. Devletin ve milletin selameti için imanın güçlendirilmesinin öncelikli olduğuna inanmıştır.
  • Çileli Hayatı: Yaşadığı dönemdeki siyasi çalkantılar ve dini görüşleri nedeniyle defalarca sürgün edilmiş ve hapis yatmıştır. Ancak bu zorluklara rağmen Risale-i Nur’u yazmaya ve yaymaya devam etmiştir.
  • Nur Cemaati: Bediüzzaman’ın fikirleri ve Risale-i Nur eserleri, ölümünden sonra da geniş kitlelere ulaşmış ve Nur Cemaati olarak bilinen büyük bir öğrenci topluluğu oluşmuştur. Bu cemaat, Risale-i Nur’u okuyarak, anlayarak ve başkalarına ulaştırarak Bediüzzaman’ın mirasını sürdürmektedir.

1907’de Gazeteler BEDİÜZZAMAN’ın İstanbul’a girişini manşetlere şöyle taşır:

KÜRDİSTAN’ın yalçın, sarp ve demirden sağlam yüksek dağlarının tepelerinin arkasında ortaya çıkan BEDİÜZZAMAN SAİD-İ KÜRDÎ isminde YARATILIŞ HARİKASI, ateşli bir zeka İstanbul sınırların da görüldü.

  • “Nursi’nin yerini Gıyasettin alacak
  • “Urfa 23 (Hususi) Said-i Nursi’nin ölümünden boşalan Nurcubaşılığına onun en yakınlarında olan Gıyasettin Emre getirilecektir.
  • “Gıyasettin Emre Said Nursi’nin yanında uzun zamandan beri bulunmakta ve kendisinin en yakınlarından biri bulunmakta idi. Evvelce PTT idaresinde çalışırken Nurcubaşına daha yakın olabilmek için istifa etmiş ve birlikte çalışmaya başlamıştı.
  • “Gıyasettin Emre son olarak Said Nursi ile buraya gelmiş ve burada kendisinin müritliğini yapmıştı. Nurcubaşının bütün hususiyetine vakıf olan ve kendisinin Nurculuğa dair eserlerini kaleme alan ve temize çeken ve söylendiğine göre ortaokulu bitirmiş olan Gıyasettin Emre Said-i Nursi’den Farsça ve Kur’an öğrenmiştir.
  • “Bununla beraber Nursi’ye yakın olanlardan Zübeyir Ankara’da Veli Efendi eski mebuslardan Tahsin Tola ve Konya’da bir iki şahıs daha bulunmaktadır.
  • “Nurcu Said Özdemir dün tevkif edildi.
  • “Ankara 23 (Hususi) Nurcuların piri Said Nusi’nin müritlerinden Said Özdemir Nur kitapları bastırmak suçundan tevkif edilmiştir.
  • “Said-i Nursi Ankara’ya geldiği sırada Sikke-i Tasdik-i Gaybiye isimli kitap polis tarafından toplattırılmış ve bazı şerikleri ile birlikte Said Özdemir bu kitap yüzünden mahkemeye verilmişti. Ankara gezici vaizlerinden olan Said Özdemir’in duruşması devam ederken Pazartesi günü tevkifine karar verilmişti. Özdemir’in avukatı tevkif müzekkeresine itiraz etmişlerse de bu itirazları kabul olunmamıştır. Said Özdemir din istismarına sebep olan Nur kitaplarını bastırmak ve din kisvesi altında faaliyette bulunmakla suçlandırılmaktadır.

Medya 1960 yılında, Said Nursi’nin vefatını nasıl gördü?

Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin 23 Mart 1960’ta Urfa’da vefat etmesi o günün gazetelerinde hangi manşetlerle yer aldı?

Medya 1960 yılında, Said Nursi'nin vefatını nasıl gördü?

Bediüzzaman Said Nursi’nin 23 Mart 1960’ta Urfa’da vefat etmesini gazeteler bugün bile bazı gazetelerde yer aldığı gibi pek değişmeyen bir üslupla haberleştirmişti. Haber detaylarında söylentilere dayalı ve gerçek dışı ifadelerin yer aldığı cümleler o dönem medyasının işlevini de çok açık bir şekilde gösteriyor:

Hürriyet5

“Said Nursi Öldü.

“İslahiye de kalp krizi geçiren Nursi Urfa’da bir otelde öldü. Müritleri cenaze töreni için akın ediyor.

“Urfa 23 (Hususi) Said-i Nursi bugün İpek Palas otelinde vefat etmiştir. Doğduğu köy olan Bitlis’in Nurşin köyünü ziyaret etmek üzere Urfa’ya gelirken İslahiye yakınlarında hastalanan Said-i Nursi Müritleri tarafından yorgana sarılarak Urfa’ya getirilmiş, bugün saat 8.30’da vefat etmiştir.

“Bugün saat 13.00’te Urfada Halilürrahman camiinde Bediüzzamanın cenazesi yıkanmıştır. Yarın öğle zamanı Urfa’da defnedilecektir.

“Buraya gelen haberlere göre Diyarbakır, Mardin, Bitlis, Siirt, Antalya, İsparta, Burdur ve Ankara’dan kafileler halinde yüzlerce vasıta ile birçok Nurcu Urfa’ya hareket etmiştir.

“Nurcu tevkif edildi.

“Ankara 23 (Hususi) Nurcu ileri gelenlerinden Merkez Gezici Vaizi Said Özdemir Said-i Nursi’nin Sikke-i Tasdik-i Gaybi adlı kitabından dolayı dini hisleri istismar ederek şahıs ve başkan namına menfaat temin ettiği iddiasıyla tevkif edilmiştir.”

***

Son Posta

“Said Nursi Urfa’da Öldü.

sonposta.jpg

“Emirdağ’ında ikamete mecbur edilmesine rağmen habersizce Urfa’ya giden Nurcunun ibriği, leğeni ve oturağı parçalanarak müritleri tarafından bir hatıra olmak üzere alındı.

“Ankara 23 (Hususi muhabirimizden) 600 bin müridi olduğu söylenen, evinden çıkmadığı halde aynı zamanda 72 camide birden ibadette bulunduğunu iddia eden Said-i Nursi hükumet tarafından ikamete mecbur edildiği Emirdağ’dan üç kâtibi ve hususi otomobiliyle habersizce ayrılarak gittiği Urfa’da İpek Palas Otelinin 9 nolu odasında bu sabah saat 5.37’de ölmüştür.

“Nursi’nin ölümü kısa zamanda Urfa’ya yayılmış İpek Palas Otelini binlerce Nurcu istila etmiştir.

“Otelin 9 nolu odasına girmeye muvaffak olan Nurcular, Nursi’nin yanından ayırmadığı ibriğini, leğenini, mest lastiklerini ve lazımlığını parçalayarak bu parçaları hatıra olarak alıkoymuşlardır.

“Nursi’nin ölüm haberi üzerine Ankara’daki Nurcular gece evlerde toplantılar yaparak Nursi’yi anmışlar ve eserlerinden parçalar okumuşlardır.

“Said Nursi Kimdir?

“Doğu illerine yaptığı seyahat sırasında Urfa’ya da uğrayan ve dün Urfa’da vefat eden Said-i Nursi (Kürdi) 1867 yılında Bitlis vilayetinin Hizan kazasının Uçum bucağına bağlı Nurs (Nors) köyünde doğmuştur.

“Tahsile çok geç başlamış, önce Mehmed Emin adında bir zattan daha sonra da Hizanlı Şeyh Mehmed Nur’dan ders almıştır. Meşrutiyetin ilanı sırasında isminin başına bir de Bediüzzaman sıfatını ilave ederek İstanbul’a gelen Bediüzzaman Said-i Kürdi 31 Mart Vakası’nda tevkif edilmiş, sonra serbest bırakılmıştır.

“Birinci Cihan Harbinden sonra “Daru’l-hikmeti’l-İslamiye”de aza bulunan ve 1341 yılında şark illerinde çıkan isyanların elebaşlarından biri olarak İstiklal mahkemesine verilen Said-i Kürdi, isyanla doğrudan doğruya alakası görülmediği için idamdan kurtulmuş, fakat Isparta’nın Eğirdir ilçesine bağlı Barla bucağında ikamete mecbur edilmiştir.

“Barla’da ikameti sırasında Said-i Kürdi, tarikatçılığı kendine meşgale edinmiş. Nakşibendî tarikatı esaslarına bağlı olmakla beraber Nur tarikatını kurmuş ve mürid toplamağa başlamıştır.

“Said-i Kürdi bundan sonra Kürdi sıfatını bırakarak isminin arkasına Nursi sıfatını eklemiştir. Nursi sıfatını Şeyh Mehmet Nur’un talebesi olması dolayısıyla kullandığı belirtilmekle beraber doğduğu köy olan Nors’a izafeten Norsi (Nursi) dendiği de ileri sürülmektedir.

“Hürriyetin ilanından sonra Derviş Vahdeti’nin çıkarttığı Volkan gazetesinde Bediüzzaman Said-i Kürdi imzasıyla yazıları da çıkan Said-i Kürdi 1952’de Nur Külliyatını çıkartmaya başlamış ve mahkemeye verilmişse de beraat etmiştir.

“1955 yılında tarikatını yaymak için tekrar faaliyete geçen Sadi-i Nursi 1959 yılı sonlarında yurtta seyahatlere başlamış bu arda 2 Ocak’ta şehrimize de gelmiştir. İstanbul’dan adeta Ankara’ya kaçan Said-i Nursi tekrar Emirdağ’da ikamete başlamış ve üç gün evvel doğu illerinde yeni bir geziye başlamıştı.

“Cenaze, Isparta’ya getirilecek

“Konya 23 (Hususi muhabirimizden) Said-i Nursi’nin ölümü Konya cezaevinde mevkuf “bulunana altı Nurcuya telgrafla haber verilmiş ve Nurcular ağlamışlardır.

“Nursi’nin cenazesi Isparta’ya getirilmek için bir heyetin Urfa’ya hareket ettiği bildirilmektedir.”

* * *

Tercüman

“Said-i Nursi dün sabah Urfa’da öldü.
“Nurcubaşının ölümü müritleri arasında teessür uyandırdı.
“Nursinin cenazesine iştirak için kafile halinde Urfa’ya gidenler var.
“Ankara’da dün bir Nurcu tevkif edildi.
“Said-i Nursi’nin yerini almak için Nurcular arasında şimdiden çekişme başladı.

tercuman.20100325063116.jpg

“Urfa 23 (Hususi muhabirimizden) – Nurcularun başı Said-i Nursi veya diğer adı ile Said-i Kürdi bu sabah 93 yaşında olduğu halde şehrimizde ölmüştür. Bundan bir müddet evvel İstanbul’u ziyareti sırasında müritlerinin verdiği beyanatta ilm-i tıbba aşina olduğu için doktora gitmeye lüzum hissetmediğini bildirdikleri Said-i Nursi bugün buradaki doktorların açıkladığına göre yol yorgunluğu ve kalp kifayetsizliğinden hayata gözlerini kapamıştır.

“Burada kalmakta olduğu İpek Palas Otelinde bu sabah 10.30’da Nurcubaşının fenalık geçirdiğini gören müritleri ilk anlarda doktor çağırmamakta ısrar etmişler fakat “Üstadın” birden bire çok ağırlaşmaya başladığını görünce hemen doktora koşmuşlardır.

“Kurtarılamadı

“Otele gelen doktorlar yaşlı Üstadı derhal tedavi etmeye başlamışlar kendisine kalbini kuvvetlendirmek için iğne yapmaya başlamışlardır. Fakat müdahalelerde geç kalındığı için enjeksiyonların bir tesiri olmamış ve 93’lük Nurcubaşı birkaç dakika içinde vefat etmiştir. Son muayeneyi yapan ve cesedin gömülmesine izin veren doktorlar ölüme ihtiyarlıkla beraber yol yorgunluğunun ve kalp kifayetsizliğinin sebebiyet verdiğini açıklamışlardır.

“Son Sözleri

“Nurcu başı son nefesini vermeden önce yanında bulunanlara şunları söylemiştir: “Nazarımda Urfa, taşı ile toprağı ile mübarektir. Urfa halkı için dua ediyorum. Onlar da bana selam ve dua etsinler.”

“Said-i Kürdi’nin ölümünden sonra büyük bir teessüre kapıldıkları görülen müritleri Üstadın çok uzun zamandan beri ağzına bir lokma ekmek koymadığını ve tamamen aç olarak oruç tutmakta olduğunu bildirmişlerdir.

“Ölüm haberi şehrimizde duyulur duyulmaz Üstadın kaldığı otel önünde muazzam bir kalabalık toplanmıştır. Said-i Nursi’nin cesedi bugün Hazret-i Halilibrahim Türbesine götürülmüş ve bilahere Ulu Camiye bırakılmıştır. Nurcubaşının cenazesi yarın (bugün) kaldırılacaktır.

“Teribat alınacak

“Nurcular Said-i Nursi için muazzam bir cenaze töreni hazırlıklarına girişmişlerdir. Ancak cenaze töreninde bazı hadiselerin olmaması için hükümetçe gerekli tedbirler alınacaktır. Bu arada Urfa’ya asayişle ilgili takviye kuvvetleri gelmeye başlamıştır. Civar vilayetlerden cenaze töreninde bulunmak üzere on binlerce kişinin gelmesi beklenmektedir.

“Said-i Nursi’nin ölümü ile bazı hadiselerin vuku bulmaması için bugünden itibaren şehrin civarı askeri kordon altına alınmıştır.

“Gaziantep’te Karşılamamıştı

“Gaziantep 23 (T.H.A.) Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da bir geziye çıkmış bulunan Nurcubaşı Said-i Kürdi Konya’dan Gaziantep’e gelmiştir.

“Nurcubaşı Isparta plakalı bir otomobille seyahat etmekte ve kendisine üç müridi refakat etmektedir.

“Nurcubaşının otomobili caddeden geçerken acayip kıyafetini merak eden halk yolun iki tarafına toplanmıştır. Said-i Kürdi yol kenarındaki halkı selamlamışsa da halk selamına mukabele etmemiş ve aleyhte tezahüratta bulunmuştur.

“Diğer taraftan Gaziantep’te evvelki gün yağan kırmızı çamur bütün caddeleri kirletmiş ve halk 

  • “Mahkum 9 Nurcu açlık grevi yapıyor.
  • “Konya 23 (Hususi) Üç gün evvel şehrimizden geçerken burada bir müridinin evinde misafir olan Said-i Nursi’nin ölümü bu gün şehrimizdeki Nurcular arasında büyük bir süratle yayılmış ve üzüntü yaratmıştır.
  • “Efendilerinin ölüm haberini alan Nurcu tüccarlar derhal dükkân ve mağazalarını kapatmışlar ve büyük bir sessizlik içinde evlerine ve camilere gitmişlerdir. Bu arada Nurculuk propagandasından maznun bulunarak şehrimiz cezaevinde mevkuf bulunan 9 Nurcu, liderlerinin ölüm haberini öğrenince üzüntüye kapılmışlar ve akşam yemeği yemeyerek açlık grevine başlamışlardır.
  • “Diğer taraftan Said-i Nursi şehrimizden geçtiği zaman bazı yakın müritlerine haber göndermiş ve onlarla ayrı ayrı vedalaşarak ‘Bundan sonra bezm-i ezelde birbirimize mülaki olacağız. Allah’a ısmarladık”demiştir. Efendilerinin ölüm haberini alan şehrimizdeki Nurcu tüccarlar bu gün akşam saat 17.00 de 6 otomobil kiralayarak Nursi’nin cenaze namazında bulunmak üzere Urfa’ya hareket etmişlerdir.”

Özetle Said Nursi, 20. yüzyılın önemli İslam düşünürlerinden biridir. Risale-i Nur külliyatı aracılığıyla iman, tevhid, ahiret gibi temel İslami kavramları modern insanın anlayabileceği bir dilde izah etmiş ve pek çok insanın manevi hayatına rehberlik etmiştir.

Said-i Kürdi
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

H24 Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin