Protestolarla karşılanan Kathrin gemisi neden tartışılıyor?
Alman bandıralı kargo gemisi Kathrin, geçen hafta Türkiye’de protestolarla karşılandı.
Bazı insan hakları örgütleri ve Filistin yanlısı kampanya grupları, geminin İsrail savunma sanayiinde kullanım amaçlı malzeme taşıdığını savunuyor.
Bu nedenle bazı ülkeler son aylarda gemiye limanlarını kapattı.
İddialar nedeniyle Türkiye’de hükümet, gemiye limanları kullanma izni verdiği için eleştirildi.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat ise eleştirileri ve iddiaları reddetti.
BBC Türkçe’nin incelediği gemi takip uygulamaları, 13 Kasım Çarşamba sabah saatlerinde Kathrin’in, Yunanistan’ın Pire limanında bulunduğunu ve bir sonraki durağının da Çanakkale olduğunu gösteriyordu.
Gün içinde bir sonraki durağın Moldova’daki Giurgiulești limanı olarak değiştiği görüldü.
Gemiyle ilgili merak edilenleri inceledik.
Kathrin gemisi hakkında neler biliniyor?
Kathrin gemisi, Lubeca Marine adlı, Almanya merkezli bir şirkete ait görünüyor.
Şirketin sitesinde Portekiz bandıralı olduğu yazıyor.
Gemi takip uygulamalarına göre Kathrin, Temmuz ayında Vietnam’ın Hai Phong limanından yükle yola çıktı.
Kısa süre sonra, geminin İsrail’in savunma sanayiinde kullanılacak, patlayıcı maddelerle ilgili malzeme taşıdığını iddia eden çeşitli insan hakları örgütleri ve Filistin yanlısı kampanya grupları açıklamalar yapmaya başladı.
Amnesty International (Uluslararası Af Örgütü) yaptığı açıklamalarla, farklı ülkelere “geminin limanlarına yanaşmasına izin vermemesi ve İsrail’e silah transferini kolaylaştırmaması” çağrısı yaptı.
Örgütten yapılan açıklamalarda, “Geminin İsrail için patlayıcı madde taşıdığına inanıldığı, geminin Gazze’de savaş suçları işlenmesine katkıda bulunacağına dair açık risk olduğu” iddia edildi.
Filistin için Uluslararası Boykot, Yatırımların Geri Çekilmesi ve Yaptırımlar (BDS) hareketi de gemiyle ilgili çeşitli açıklamalarda bulundu.
31 Ağustos’ta Birleşmiş Milletler Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese, “Kathrin’de bulunan sekiz konteyner patlayıcının İsrail tarafından Filistinlilere karşı kullanılan uçak bombaları ve füzelerin temel bileşenleri olduğu bildiriliyor” açıklamasını yaptı.
Albanese, “devletlere geminin limanlarına yanaşmasını engellemeleri” çağrısında bulundu.
Namibya hükümeti limanlarını kapattı
Bazı ülkeler bu süreçte gemiye limanlarını kullandırmadı.
Buna en net şekilde karşı çıkan ülkenin, Afrika’nın güneyindeki Namibya olduğu anlaşılıyor.
Gemi, Ağustos ayının sonlarında, Cebelitarık Boğazı üzerinden Akdeniz’e girmek amacıyla kuzeye doğru yol alırken Namibya’daki Walvis Körfezi limanına yanaşmak için izin istedi.
Ancak Namibya hükümeti buna izin vermedi.
Namibya Adalet Bakanı Yvonne Dausab devlet medyasına yaptığı açıklamada, geminin “İsrail’e yönelik patlayıcı madde taşıdığı için durdurulduğunu” söyledi.
Dausab, “Kathrin’in, Namibya’nın Filistin halkına verdiği destek ve ülkenin Gazze’deki şiddete son verilmesi çağrısı doğrultusunda durdurulduğunu” belirtti.
Dausab, “Namibya, İsrail’in savaş suçlarını, insanlığa karşı suçlarını, soykırımını ve Filistin’deki hukuksuz işgalini desteklememe ya da suç ortağı olmama yükümlülüğümüze uymaktadır” dedi.
Namibyalı insan hakları kuruluşları bu adımı memnuniyetle karşıladı.
Aralık ayında Namibya’nın komşusu ve müttefiki Güney Afrika, İsrail’in Gazze’de Filistinlilere karşı soykırım uyguladığı iddiasıyla Uluslararası Adalet Divanı’nda bir dava başlatmıştı.
Dava devam ediyor. İsrail ise soykırım iddiasını “temelsiz” olduğu gerekçesiyle reddediyor.
Almanya’da dava açıldı
Almanya’dan bir grup insan hakları avukatı ise Ekim ayının sonunda gemiye karşı bir dava açtı.
Avrupa Hukuki Destek Merkezi (AHDM) davayı, “Kathrin’deki 150 metrik tonluk askeri sınıf patlayıcı sevkiyatını engellemek” gerekçesiyle açtığını duyurdu.
Merkez yaptığı açıklamada, “davanın Gazze’den üç Filistinli adına açıldığını, ağırlıklı olarak RDX patlayıcılarından oluşan sevkiyatın İsrail’in Gazze’deki saldırılarında mühimmat olarak kullanılabileceğini, bunun da savaş suçu ve insanlığa karşı suç iddialarına katkıda bulunabileceğini” savundu.
Reuters haber ajansının bildirdiğine göre geminin sahibi Lubeca Marine şirketi, “geminin İsrail’de herhangi bir limana uğramasının planlamadığını, Karadağ’daki Bar limanına gidecek olan geminin yükünü boşalttığını” belirtti.
Yükün nerede boşaltıldığı açıklamadı.
Habere göre şirket, “sözleşmeden kaynaklanan nedenlerle kargonun ayrıntılarını açıklamayı reddetti ancak tüm uluslararası ve Avrupa birliği düzenlemelerine tam olarak uyduğunu ve herhangi bir işlemden önce gerekli izinlerin alınmasını sağladığını” söyledi.
BBC Türkçe Lubeca Marine şirketinden, konuyla ilgili bilgi talebinde bulundu.
AHDM, RDX sevkiyatının İsrail merkezli savunma şirketi Elbit Systems şirketinin bir kolu olan Israeli Military Industries’e gönderildiğini söyledi.
Reuters’a göre Elbit Systems yorum yapmayı reddetti.
AHDM avukatı Ahmed Abed, grubun Berlin İdare Mahkemesi’ne yaptığı başvuruyla ilgili olarak Reuters’a yaptığı açıklamada, “Kathrin’in İsrail’e gittiğini hiçbir zaman iddia etmedik, Elbit Systems’e giden kargo söz konusu” dedi.
BBC Türkçe, konuyla ilgili Elbit Systems’den bilgi talebinde bulundu.
Bu arada AHDM, Kathrin’in Angola, Slovenya ve Malta da dâhil olmak üzere çeşitli Afrika ve Akdeniz limanında girişine izin verilmediğini savundu.
Mısır’da tartışma yarattı
Gemi takip siteleri, geminin geçen günlerde Mısır’ın Akdeniz’deki en büyük limanı İskenderiye’ye yanaştığını gösterdi.
Yatırımların Geri Çekilmesi ve Yaptırımlar Hareketi’nin (BDS) kampanyası da geminin Mısır’a uğradığı belirterek Kahire’yi eleştirdi.
Uluslararası Af Örgütü’nün bir raporunda da Mısır hükümetinin “geminin İskenderiye limanına yanaşmasına ve boşaltılmasına izin verdiği” belirtildi.
Mısırlı yetkililerse geminin Mısır limanlarına uğramadığını savundu.
Türkiye’de neler yaşandı?
Kathrin gemisi Türkiye’ye girdiğinde protestolarla
Türkiye’de neler yaşandı?
Kathrin gemisi Türkiye’ye girdiğinde protestolarla karşılaştı.
Anadolu Gençlik Derneği (AGD) üyesi bir grup 4 Kasım’da İstanbul Haydarpaşa Limanı’nda gösteri düzenledi ve geminin güvertesine girdi.
Olaylarda 16 eylemci gözaltına alındı.
Kocaeli, Bursa ve Balıkesir gibi kentlerde de düzenlenen gösteriler gemi Antalya’ya gittiğinde de devam etti.
Türkiye İşçi Partililer (TİP) ve AGD’liler, Antalya limanı girişinde ayrı ayrı gemiyi protesto etti.
Geminin bir sonraki durağının Çanakkale olarak gözükmesi ardından Çanakkale’de de gösteriler düzenlendi.
Türkiye Komünist Partisi (TKP) üyeleri, geminin Çanakkale’ye giriş izninin iptali talebiyle kent merkezinde bildiri dağıtıp yürüyüş yaptı.
BDS Türkiye de Türk hükümetine, gemiyi Türk karasularından çıkarma çağrısı yaptı ve İstanbul’da çeşitli eylemler düzenledi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Murat Emir konuyu meclise taşıdı.
Emir, geminin Türk karasularında bulunmasını eleştirdiği konuşmasında “İşte AKP iktidarının İsrail’le mücadelesi bu kadar” sözlerini kullandı.
Yetkililer ne diyor?
Konuyla ilgili Türkiye’deki yetkililerden resmi açıklama, Ticaret Bakanı Ömer Bolat’tan geldi.
Bakan Bolat, 12 Kasım Salı günü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı sunumda gemiyle ilgili şunları söyledi:
“Haydarpaşa Limanı ile alakalı bahsedilen Kathrin isimli gemi de santrale ekipman, santral cihazlarını getirip boşaltmıştır. Daha sonra Ambarlı’dan, Antalya Serbest Bölge Limanı’ndan ve daha İzmit Derince Limanı’ndan alarak ülkemizden ayrılmıştır. Bunlarla alakalı olarak da hala ‘Yok savunma ürünü götürdü, şunu yaptı, bunu yaptı’ gibi hezeyanlar ayıptır. Filistin gibi bir milli meselede iktidar muhalefet birlikte hareket etmelidir.”
BBC Türkçe, konuyla ilgili Ticaret Bakanlığı’ndan yetkililerle iletişime geçti ve ek bilgi ve görüş talebinde bulundu.
Gemi takip sitelerinde, 13 Kasım Çarşamba günü sabah saatlerinde bir sonraki durağı Çanakkale olarak görülen geminin günün ilerleyen saatlerinde Yunanistan’daki Pire limanından ayrıldığı, bir sonraki durağının ise Moldova’daki Giurgiulești limanı olarak değiştiği görüldü.