İNSANIN ZAYIF NOKTALARI
İnsanın zayıf yönlerinin olduğunu Yaratıcımız ve bizlerin terbiye edicisi Cenab’I Allah Nisa Suresi 28. Ayet’I Kerime’sinde yoruma gerek duyulmaksızın açık, net ve anlaşılır bir dille ifade ediyor olması, aklını kullanabilenlerin yaşadığı bu ortamda yararlanmaları içindir. En sağlam zincir, en zayıf halkasından kopar. İnsan, zayıf noktalarını kontrol altında tutarak sıkıntıya düşmemelidir. Kontrol edilemeyen güç, güç değildir.
İşte önümüzü aydınlatan kutsal mesajın meali: Nisa:28 “Allah sizden yükümlülükleri hafifletmek istiyor. Çünkü, insan zayıf yaratılmıştır.” Aile fertlerinin, hısım ve akrabaların, dost ve arkadaşların, komşuların, bilhassa yönetici kadroların kendi lehleri adına, göz önünde tutmaları gerekecek çok kıymetli bir uyarıdır.
ZAYIFLIĞIN ÜÇ BOYUTU
Dünya’ya gelir gelmez, zayıflığımız hemen başlıyor. Öyle bir zayıflık ki, diğer canlılardan bariz bir şekilde ayırt edilebiliyor. Canlıların yavruları kısa sürede hayata uyum sağlayıp, kendi başlarına ayakta durabilecek konuma ulaşabiliyorlar. İnsan yavrusu ancak iki yılda ayağa kalkıyor ve ortalama 15 yaşında çocukluktan çıkıyor. Ömrü boyunca da hayatın yasalarını öğrenmeye çalışıyor.
İnsanoğlu ne fazla sıcağa ne de fazla soğuğa gelebilir. Ne açlığa ne de susuzluğa dayanabilir. Bir mikrop dev gibi cüssesini yatağa serer. Geçmişini hatırlar hayıflanır ve üzülür. Geleceğini düşünür, birtakım endişelere kapılır. Emel ve hayalleri hiç ölmeyecekmiş gibi ebede uzanır. Bunlar insanın bedenen ve ruhen de zayıf olduğunun birer kanıtı olarak karşımıza çıkmaktadır.
“Bir dağın yerini değiştirdiğini duyarsanız inanın, ama bir insanın huyunu değiştirdiğini söylerlerse inanmayın.” Hadis’i Şerif’i epey bir sure kafamı meşgul etmiş, işin içinden çıkamamış ve kavramada yetersiz kaldığımı kabullenmiştim. Ta ki, insanların yaratılıştan getirdikleri karakter yapılarının %25 inin eğitilemediği veya baskı altına alınarak dondurulduğunun izahını öğreninceye kadar.
KENDİMİZLE YÜZLEŞMELİYİZ
İnsanın yaratılışında, genlerinde bulunan kötü huy kırıntılarının ancak inanç eğitimi ile kontrol altına alınabildiğini bugün bilim de Kabul etmiştir. Ateş sobada, sel sularının barajda insanlık için yararlı hale getirildiği gibi. Bu kapsamda, hiç vakit kaybetmeden mutlaka kendimizle yüzleşmeliyiz. Müslüman insanlara “Ayna” görevini hakkıyla yerine getirmeliyiz.
1445 yıl önce açıklanan Ayet’I Kerime’ler ve Hadis’i Şerif’lerin projektörü altında zayıf noktalarımızı günümüz şartlarına uyarlarken daha titiz davranılması gerekir. İşte yaratılıştan gelen ve biz insanlara ait olan bazı zayıf noktalarımız veya zaaflarımız ile tedavi yöntemleri ve manevi ilaçları aşağıda gösterilmiştir.
01)- Unutkan oluşumuz. (Tefekkür ve zikir üzere olmalıyız.)
02)- Aceleci davranışımız. (Sabırlı ve metanetli olmalıyız.)
03)- İhtirasa yenik düşmemiz (Kanaatkâr olmalıyız.)
04)- Övülmek isteyişimiz. (Mütevazi davranmalıyız.)
05)- İhmalkâr oluşumuz. (Hizmet ehli olmalıyız.)
06)- Bahane üretişimiz. (Gayretli ve mücadeleci olmalıyız.)
07)- İyiliğe nankörlük etmemiz. (Vefalı ve hatırnaz olmalıyız.)
08)- Bencil oluşumuz. (Diğergâmlı ve paylaşımcı olmalıyız.)
09)- Güç karşısındaki acizliğimiz. (Aksiyoner duaya öncelik vermeliyiz.)
10)- Cimri oluşumuz. (Zaman, servet ve mevkide cömert olmalıyız.)
11)- Gelecek, açlık ve ölüm korkularımız (Allah’a tam teslim olmalıyız.)
SEVGİ TOPLUMU
Çoğumuzun bildiği ancak, pek umursamadığımız her bir maddenin açılımını siz kardeşlerimizin geniş bilgi ufkuna sunarak, “Sevgi Toplumunun” oluşmasına ve birbirimize ayna olabilmenin vereceği umut ve hazzı ile yaşamalıyız. Sevgi Allah’ın hoşuna gider. Sevgi fedakârlık ister, bedel ödemeyi gerektirir. Sevda insanı yormaz ve usandırmaz.