Bu ülkede birilerinin askerleri hep olmuştur. 27 mayıs 1960, 12 eylül 1980, 28 şubat 1997 gibi ana darbelrin yanı sıra, “muhtıra”lar, Dersim misali katlimlar, “jitem” misali “faili meçhul”ler vs vs. Gerçi ne derece doğruysa, Amerikalıların: “bizim çocuklar başardı” dediği “M.Kemal’in askerleri”…
“Kilot, mama” davalarıyla, bu ülke halkının %90 oyu ile seçilmiş başbakan ve arkadaşlarını idam eden “M. Kemalin askerleri”
“Adaletli olsun diye bir sağcılardan, bir solculardan asıyoruz” diyen ruh hastası şizofren M. Kemalin askerleri..
Dün ölüm yıl dönümü olan, bu ülke ve insanına sayısız hizmetler vermiş başbakan Erbakan’ı görevden alarak inanan insanlara, “etkisi bin yıl sürecek” cehennemi yaşatan “M. Kemal’in askerleri…
Her yıl, “YAŞ” kararları mucibince, yüzlerce subayı içki içmiyor, hanımı kapalı, oruç tutuyor vs gibi argümanlarla ordudan ihraç eden “M. Kemalin askerleri”…
Ve en son “M. Kemalin askerleriyiz” diyerek kılıç çekmek!
Sahi, gerçekten siz kimin askerlerisiniz? Zira bu ülkenin, bu milletin askerleri olmadığınız tarihi belgelerle ortada.
TERAZİ
Adaletsizliğin kültürleştiği toplumlarda, kazara veya bilinçli bir şekilde, herhangi bir konuda adalet tecelli ederse, bu adalet değil; zulüm olur. Zira toplumun değerlerine veya toplumun olağan akışına aykırı bir durumdur
“Hak geldi batıl zail oldu” diye slogan atan biziz.
Hak’kı rafta saklayıp batılda debelenen de biz .
Gereğini yapmadan oturmuş Allaha dua ederiz.
İnadına din diye küfrün bayrağında bir alemiz.
2/42 2/195
Adaletsizliğe, yaşamımızı işgal eden haramlara, ehlliyetin hükümsüz; torpilin revaçta olduğu düzene, keyfi yoksulluğa, teşvik edilen fuhuş, kumar, ırkçılık, çetecilik gibi ahlaksızlıklara vs itiraz etmek için başka ikinci bir dünyanız ve hayatınız olmayacaktır. Hakikatle yüzleştiğinizde “bu itirazı eylemleştirmek için tekrar dünyaya dönmek isteğiniz red edildiğinde” herşey için çok geç kalmış olunur. Madem müslümanız diyorsunuz öyleyse “ama”sız, “bahane” siz bir islami tavrınız/duruşunuz olmalıdır.
GÜÇLÜ OLMAK
Biz insanların muktedir ve müdahil olamayacağı bazı hesaplar vardır. Bu hesaplar, insanların yaşam/serüven sürecinin garantisidir. Güneş gibi, Dünyanın şekli ve dönüşü gibi, oksijen, su vs gibi hesaplar.
Bakmayın uzayda zerre kadar bile olmayan bu dünyanın, üzerinde yaşayan katillerin, zalimlerin, sahtekarların kendilerini “dev aynalarında” görmelerine. Bu hesabı analiz edemiyorlarsa, bir böcek kadar bile güçlü değillerdir.
Güçlü olanlar, bu hesabın bilinci ile bir düzene talip olup; mevcudiyete itirazı olanlardır. Ve onlar kazananlardır.