“Şıracının şahidi bozacı” atasözü, Türkçede çıkar ilişkisi ve taraflılık içeren bir durumu alaycı veya eleştirel bir dille ifade etmek için kullanılır.
“Şıracı ile bozacı” tabiri, Türkçede birbiriyle ilgisiz, birbirinden tamamen farklı veya zıt şeyleri bir araya getirmek, karıştırmak ya da alakasız kişileri veya konuları kıyaslamak anlamında kullanılan bir ifadedir.
Bu atasözün de aklımıza Ortadoğu da Küresel zulüm ve işgalin dayatmanın sahiplerinin bugün Gazze’ye, ırak’a, Bosna’ya, Tükiye’ye İran’a Lübnan’a, Tunus’a Afganistan’a verdikleri demokrasi ve özgürlük naralarının boş olduğunu ve yeni Yalanlarını, yeni dümenlerini yazıp uyguladıkları biz İnsanlarında birlikte izlediği yeni dönemdeyiz.
Ateşkes ve Kendisini ” barış adamı” kisvesine koyan Trump, daha önce kudusu israilin başkenti ilan etmemişmiydi? Hamas’a terörist dememismiydi, Gazze’yi tatil şehri yapmayacakmıydı, günün sonunda dhnuayi aptal yerine koymaya kimsenin hakkı yok
Kayyum atamakta mahirler Gazze’ye de Tommy Blair kirlisini canisini gözlemci ve Kayyum atamak da ayrı bir siyonist şeytani fikir.
Yahudi asla sözünde durmaz, dünya kurulduğu günden beri aynı yalan aynı dolan ile bu oyunu oynamış lanetli yaratıklar Gazze’de öldürdükleri, katlettikleri her canlı için yeniden bu soykırımı yapacak alcaklıklardadırlar,
Bunlarla anlaşma yapılmaz, bunlar güçten ve şamardan anlarlar.
Gazze’de taş ustune taş bırakmayan şeytani Siyonistler, esir takası ve anlaşma metnine uymadığı gibi Hamas’ı suçlamakta ve yeniden tehditler savurmaktadır.
Hani hakem heyeti, garantör ülkeler?
Hani zeki ve ordusu büyük ülkeler?
Hani garantör liderler ne olacak şimdi.
Donald Trump’ın Ortadoğu’daki diplomatik yaklaşımının en karakteristik özelliği, kişisel pragmatizmi ve karmaşık durumları çıkar odaklı basit ikili ilişkilere indirgeme çalışmasıdır.
SUMUD FİLOSU, Dünyada büyüyen anti semitizm nefreti, İsrail’in içindeki muhalefet ve barış ateşkes yalanıyla Hamas’a yeni filimler yaşatmak, dünyanın nabzını indirmek, arada İran, Yemen ve Lübnan’a saldırmak hedeflerini planlamakta
Trump’ın bu üç farklı aktöre (Erdoğan, Netanyahu ve İsrail muhalefeti) yönelik değişken tutumu, onun politikalarının bir çelişkisi değil, bir yansımasıdır:
1. Netanyahu’ya Övgü (Temel Stratejik Destek)
Geleneksel olarak Trump, Benjamin Netanyahu’yu ideolojik ve politik olarak en yakın müttefiki olarak görmüştür. Dünyadaki İsrail nefretinin artması, Netenyahunun suçları ve iç siyasette de yolsuzluk ve hapis suçlarını affetmek istemesi Sam amcasına yakışan bir siraci bozacı tarifidir.
İdeolojik Uyum: Hem Trump hem de Netanyahu, kendilerini “güçlü” liderler olarak konumlandırır ve siyasetlerinde sıkça ulusal güvenlik ve sınırların korunması temalarını ön plana çıkarırlar.
ABD-İsrail İlişkisi: Trump, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımak ve İran’a karşı sert bir cephe oluşturmak gibi adımlarla Netanyahu’nun politikalarına en güçlü desteği vermiş kişidir.
Ancak: Bu destek kişisel ilişkiye dayandığı için, Netanyahu’nun ABD’nin taleplerine uymadığı veya Trump’ın planlarını yeterince övmediği durumlarda Trump’ın sert eleştirileriyle karşılaşması da mümkündür. Destek koşulludur.
2. Erdoğan’a Övgü (Pragmatik Arabuluculuk İhtiyacı)
Erdoğan’a yönelik övgüler ise stratejik bir gereklilikten kaynaklanır.
Arabuluculuk Gücü: Türkiye ve Erdoğan, Gazze’deki en önemli aktörlerden biri olan Hamas üzerinde Batı’nın veya İsrail’in sahip olmadığı bir etkiye sahiptir. Trump’ın Gazze’de bir anlaşma yapabilmesi, rehineleri serbest bıraktırabilmesi ve insani yardımı organize edebilmesi için Erdoğan’ın arabuluculuk rolüne mutlak ihtiyacı vardır.
Bizede ümmetin lideri, Hamas’ı susturma, silahları elinden alıp imha etmek, terbiye vermek gibi şeytani ve başka bir plan ile ayar verilmek istenmektedir.
”Güçlü Lider” Hayranlığı: Daha önce de belirtildiği gibi Trump, bölgesel sorunları çözebilme potansiyeli olan “güçlü” liderleri takdir eder. Erdoğan’ı övmek, onun masaya oturmaya ve anlaşmayı desteklemeye ikna edilmesinin bir diplomatik aracıdır.
Bütün mesele İran ve Direniş Cephesini bitirmek.
Türkiye’nin katılımı, İran ve onun müttefiklerine karşı bir bölgesel cephe oluşturma stratejisine de hizmet edebilir.
3. İsrail Muhalefetine İlgi (Alternatif Kaldıraç ve Baskı)
Yemende güvenlik sıkıntısı, Lübnan’da Hizbullah, Suriye’de, Irak’ta Asya’da , Afrika’da İran ve uzantılarının yok edilmesi gerekir.
İsrail’in yayilimci politikası ve güvenlik sıkıntısı ancak sam amcası ve Müslüman liderler tarafından yapılacak anlaşmalar ile yapılır.
Trump’ın İsrail muhalefet liderlerine veya Netanyahu’nun rakiplerine ilgi göstermesi, genellikle iki amaca hizmet eder:
Kaldıraç Yaratmak: Netanyahu’yu kendi planlarına uymaya zorlamak için bir baskı unsuru oluşturur. Trump, “Eğer sen benim şartlarımı kabul etmezsen, senin yerine daha yapıcı bir liderle çalışabilirim” mesajını verir. Bu, klasik “iyi polis, kötü polis” diplomasisinin bir varyasyonudur.
Alternatifleri Değerlendirme: Bazı durumlarda Netanyahu’nun siyasi ömrü veya popülaritesi tartışmalı hale geldiğinde, ABD’nin çıkarlarına daha iyi hizmet edebilecek potansiyel liderleri önceden yoklama isteğidir.
Sonuç: Değişken Bir Diplomasinin Ustası
Trump’ın politikası, mutlak dostluklar veya düşmanlıklar üzerine değil, anlık siyasi ve bölgesel ihtiyaçlar üzerine kuruludur.
Netanyahu: Temel ideolojik müttefik ve ABD’nin geleneksel müttefiki (Ancak kaprisli).
Erdoğan: Kritik diplomatik süreçler için vazgeçilmez bir arabulucu ve güçlü lider
Muhalefet: Mevcut lideri baskı altında tutmak için bir yedek plan veya kaldıraç.
Trump, tüm bu aktörlere aynı anda farklı mesajlar göndererek, Ortadoğu’daki müzakerelerde kendi merkeziliğini ve belirleyici gücünü korumayı amaçlar. Onun için amaç, kişisel olarak “tarihi bir anlaşma” yapmak ve bu anlaşmaya hizmet eden herkesi övmektir, bu övgülerin birbiriyle çelişip çelişmemesi ikincil bir meseledir.
Donald Trump’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkındaki övgüleri, özellikle Gazze anlaşmaları ve bölgesel arabuluculuk bağlamında yaptığı son açıklamalarda dikkat çekmektedir.
Erdoğan 25 yıllık siyasetinde vaad edilen güvenlik ve önünün açılması sözüne binaen, susturulmuş, darmadağın olan siyaset, medya, muhalefet ten sonra yeniden halka. Vaad, yeni seçim için övgü. Destek de mecburen verilmistir. GAZZE konusunda yapılacak planda desteklerini de alarak asıl siyonist planlarına hizmet ettireceklerdir.
Bu övgülerin ana temaları ve arkasındaki diplomatik dinamikler bunlardan ibarettir
1. Diplomatik Denge ve Arabuluculuk Rolü
Trump, Mısır’daki Gazze Zirvesi gibi kritik toplantılarda ve sonrasında yaptığı açıklamalarda, Türkiye’nin ve Erdoğan’ın Gazze’deki ateşkesin sağlanmasındaki çabalarına vurgu yapmıştır.
Zorunlu Ortak: Türkiye, Gazze’deki ana aktörlerden biri olan Hamas ile güçlü ilişkilere sahip kilit bir arabulucudur. Trump’ın planının başarılı olması ve bölgesel meşruiyet kazanması için Türkiye’nin katılımı hayati önem taşımaktadır.
”Anlaşma Yapıcı” Takdiri: Trump, kendisini bir “anlaşma yapıcı” olarak gördüğü için, zorlu bir çatışmada arabuluculuk yapabilen ve farklı taraflarla iletişim kurabilen liderlere değer verir. Erdoğan’ın bu diplomatik süreçteki aktif rolü, Trump’ın takdirini kazanmıştır.
2. “Güçlü Lider” ve Pragmatizm Vurgusu
Trump’ın övgülerinde sıkça kullandığı ifadeler, onun liderlik anlayışını yansıtır:
”Sert Adam” (Tough Guy) ve Güç: Trump, Erdoğan’ı “çok çetin bir adam” ve “güçlü biri” olarak nitelendirmiştir. Hatta, “Zayıf olanlarla anlaşamam, ama güçlülerle anlaşırım” gibi ifadelerle, Erdoğan’ın bölgesel ve askeri gücünün altını çizmiştir.
Küresel İşlevi: Türkiye’nin “dünyanın en güçlü ordularından birine” sahip olduğunu belirtmiş ve NATO konularında veya diğer zorlu bölgesel meselelerde, diğer müttefiklerin kendisini arayıp Erdoğan ile konuşmasını rica ettiğini iddia etmiştir. Bu, Erdoğan’ın uluslararası sistemdeki pragmatik çözümleyici rolünü vurgular.
”Dost” İlişkisi: Aralarındaki kişisel bağı ve “uzun zamandan beri çok iyi bir dost” oldukları iddiasını tekrarlamıştır. Bu, Trump’ın dış politikayı kişisel ilişkiler üzerinden yürütme eğiliminin bir göstergesidir.
3. Diplomatik Amacı: Planı Meşrulaştırma
Trump’ın bu övgüleri, sadece kişisel takdirden ibaret değildir; aynı zamanda diplomatik bir amaca hizmet eder:
Planına Destek Toplamak: Erdoğan gibi güçlü bir liderin ve Türkiye gibi kilit bir ülkenin sürece dahil olmasını ve anlaşmayı imzalamasını sağlamak, Trump’ın Gazze planının bölgesel ve uluslararası meşruiyetini artırır.
Netenyahu’ya ayar, one Münire Devamke, Netenyahuyu protesto, havada uçağın inmemesi, iç ve dış dünyada Erdoğan’a Piyer desteği, Meloniye sigara ayarı, Macrom un yalakaklığı, sisi ile poz ve diğerleri Reise Sultan tahtı ve makamının büyüklüğü vurgusu ile trol ordusu yazıp yazıp göz boyamaktadirlar.
Karşılıklı İhtiyaç:
Trump’ın planı için Türkiye’nin arabuluculuğuna ve bölgesel etkisine ihtiyacı vardır. Erdoğan’a yönelik övgüler, bu kritik işbirliğini sürdürme ve geliştirmeye yönelik bir diplomatik yatırım olarak görülebilir.
Özetle, Trump’ın Erdoğan’a yönelik övgüleri, onun pragmatik ve sonuç odaklı dış politikasının bir yansımasıdır. Erdoğan’ın çatışmanın kilit tarafları üzerindeki etkisini, Türkiye’nin askeri gücünü ve kendi “anlaşma yapıcı” kimliğini pekiştirmek için kullanmaktadır.




